Plasebonun ne olduÄu ve plasebo etkisinin nasıl ortaya çıktıÄıyla ilgili tartıÅmanın, tıp tarihindeki uzantıları çok eskilere kadar gider. Plaseboya ve plasebo etkisine nasıl bakıldıÄı hastalık anlayıÅına göre deÄiÅir.
Bugüne kadar tıp tarihinde kabaca iki tip hastalık anlayıÅı olmuÅtur: HastalıÄı varlıkbilimsel (ontolojical) bir antite, kendine özgü, baÄımsız bir varlık alanı olarak gören dolayısıyla buna göre ele alınmasını savunan “Hipokratik” ya da “varlıkbilimsel tıp” anlayıÅı ve hastalıktan ziyade hasta bireyin biyografisini vurgulayan “fizyolojik tıp” anlayıÅı.
Hipokratik tıp, insandaki hastalıÄa, fizyolojik tıp ise hastalık içindeki insana odaklanmıÅtır. Ancak tüm tıp tarihi boyunca bu iki hastalık anlayıÅı arasında bir yarıÅma, bir gerilim olmuÅ modern zamanlarla birlikte Hipokratik tıp anlayıÅı belirgin biçimde egemenlik saÄlamıÅtır. Hipokratik tıp, hastalıÄı özel bir antite olarak görünce, tedavide de o hastalıÄa özgü, özgül (specifical) etkeni araÅtırmaya yönelmiÅ, gerçek tedaviden özgül olmayan etkenleri (toplumsal ve çevresel etkenlerden kiÅiye özgü etkenlere ve ilacın boyutlarına, kokusuna kadar birçok etkeni kapsar) tamamen dıÅlayan, yalnızca özgül nedene yönelik tedavi anlaÅılmıÅtır.
Klinik farmakolojideki yıllarca süren özgül ve özgül olmayan etki tartıÅması, aslında doÄrudan doÄruya plaseboyla ilgilidir. Ãünkü Hipokratik tıp anlayıÅına göre plasebo, özgül olmayan etkenlerle bir ve aynı görülmüÅtür. Elbette böyle bakılınca özgül olmayan etkenler yani plasebo etkisi aÅaÄılanacak; deÄersiz, boÅ Åeyler olarak ele alınacak, günün birinde özgül olmayan etkenlerin yerini tümüyle özgül etkenlerle açıklanabilir bir tedaviye bırakacaÄı umut edilecektir.
1950âlerde hem yeni psikotrop ilaçların keÅfi hem de psikofarmakolojinin ve davranıÅsal farmakolojinin ortaya çıkması, özgül-özgül olmayan ayrımının çok yeni bir bakıÅla deÄerlendirilmesine neden olmuÅtur. Ãzellikle psikofarmakoloji alanında yapılan çalıÅmalar, “özgüllük” (specificity) kavramına yüklenilen anlamı ve beklentileri boÅa çıkarmıÅ; araÅtırmacıları eskiden özgül olmayan denilerek es geçilen ruhsal-toplumsal etkenlerin de tedavide kendilerine özgü bir etkileri bulunduÄunu düÅünmeye yöneltmiÅtir. Ãnce özgül olmayan etkenlerin tedavi edici deÄeri önemsenmeye baÅlamıÅ, sonra plasebo etkisiyle özgül olmayan etkenler arasında ayrım yapılmaya baÅlanmıÅtır. Plasebo etkisi, ruhsal-toplumsal etkenleri içerebilir ama onlarla bir ve aynı deÄildir. Bugün artık plasebo etkisinin de güçlü bir tedavi edici yanı olduÄu genelde kabul görmektedir. Ãzellikle 1955âten sonra plasebo etkisi klinik farmakolojinin yeni bir alanı haline getirmiÅtir. (Shepherd 1993).
Biz bu yazıda, öncelikle plaseboya veya plasebo etkisine yüklenilen belli baÅlı tanımların ve niteliklerin neler oldukları üzerinde duracak, daha sonra tıpta ve psikiyatride plasebo etkisinin bazı özelliklerini sergileyerek konunun açıklıÄa kavuÅması için çalıÅacak, son olarak da plasebo etkinin varlıÄından hareket ederek bazı çıkarımlar yapmaya giriÅeceÄiz.
Plasebo Varsa BaÅka Ne Var
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder