Amino asidlerin protein sentezinde kullaÂnılmasında ilk aÅama, bunların aktivasyonunu gereksindirir. Bunu, amino asid ve ATP arasındaki bir reaksiyon husule getirir. Bu reaksiyon, bir amino asid aktîve edici enzim (E)’e (Aminoaçil-RNA sentetaza) ihtiyaç gösÂterir. Bundan bir adenozinmonofosfat (AMP) -amino asid birleÅiÄi (aminoaçil-AMP-enzim kompleksi) ile birlikte bir aktive olmuÅ enzim kompleksi doÄar. Bu birleÅikte AMP’nin 5-fosfat grupu, amino asid’in karboksil grup’ una karıÅık (miks) bir anhidrid olarak baÄlaÂnır ve pirofosfat ayrılıp uzaklaÅır.
Söz konusu peptid zincirinin içine inkorpore olunacak doÄal olarak meydana gelen amino asidlerin herbirisi için spesifik aktive edici enzimlere gerek vardır. Tanımlanacak olan, ilk defa ileri derecede saflaÅtırılmıŠamino asid aktive edici enzim, öküz pankreÂasından elde olunan bir triptofan aktive edici enzimdi (Davie, 1956). Domuz pankreasından elde olunan bir tirozin-aktive edici enzim de tespit olunmuÅtur (Schvveet, 1958). Arjinine aid bir amino asid aktive edici enzim olan arjinil-RNA sentetaz fare karaciÄerinden hazırlanmıŠ(Ailende ve Ailende 1964) ve treonin’i aktive edici enzim olan treonil-ri-bonükleik asid sentetaz enzim kompleksinin özellikleri Ailende ve arkadaÅları tarafından incelenmiÅtir (1966).
Protein sentezinde ikinci aÅama da amino-açil-solubl (veya transfer) ribonükleik asid sentetaz’lar denen spesifik enzimler tarafınÂdan katalizi gereksindirir. Bu aÅama sırasınÂda aktive olunmuÅ amino asid molekülleri nispeten küçük molekül aÄırlıklı ribonükleik asid’lere transfer olunurlar. Sitoplazmik sıvı içinde serbest olarak meydana gelen’ bu nispeten kısa zincirli RNà moleküllerine çözünebilir (soluble) RNA (SRNA) veya, kendilerinin görevleri nedeni, ile, transfer (tRNA) delebilir. Her bir amino aside aid spesifik bir tRNA molekülü vardır; bunu, tRNA molekülü içinde, taÅınacak olan amiÂno asid’e aid kodon’a baÄlanan bir üçüz an tikodon’nun varlıÄı saÄlar. Bu, alanin tRNA ve tirozin tRNA,nın yapılarının Åekillerle gösterildiÄi Bahis : 4,de anlatılmıÅtır. Aktive olunmuÅ amino asid’in spesifik bir tRNA molekülünü transferin’den sonra, amino asid aktive edici enzim ve AMP, Åekil 5-2′de gösÂterildiÄi gibi serbest hale gelirler.
Protein sentezinde üçüncü aÅama, daha önce tanımlanmıŠolan ribozoma aid RNA kalıbı olan haberci ribonükleik asid (mRNA)’! ilgilendirir. tRNA kompleksi (amino-açil-tRNA)’nin, üçüz nükleotid Åifresine göre, mRNA üzerinde bulunan amino asid’e aid bir kodonla birleÅtiÄi yer burasıdır. Bu ko-don, amino asid-taÅıyan tRNA molekülü üzerinde bulunan antikodon’u «tanır». SoÂnuç, amino asidlerin mRNA kalıbının emretÂtiÄi özel bir dizi halinde bir sıralanıÅından ibarettir.
Bir proteinin primer yapısını teÅkil etmek üzere amino asidlerin sıralanıÅlarının husule gelmesinde rol oynayabilen”baÅlıca aÅamalar, Åematik olarak Åekil yukarıda gösterilmiÅtir (Watson, 1963). Söz konusu polipeptid zinÂciri E. Co/fde olduÄu gibi N-formilmetio-nil-tRNA’yı baÄliyan (aÅaÄıya bak.) bir zinÂcir baÅlatıcı kodon’dan veya hayvanlarda olduÄu gibi bir amino asid taÅımayan bir tip tRNA’yı baÄlayan özel bir zincir baÅlatıcı kodondan gelen iÅaretle baÅlar. Ondan sonra zincir, N-terminal amino asid ile baÅlayan bireysel amino asidlerin biribiri arkasından eklenmesi ile uzar. Büyüyen zincirin öteki ucu bir tRNA-amino asid molekülüne yapıÅır. Bunun amino asid taÅıyan ucu bir adenozin kısmıdır. Protein sentezi sırasında, tRNA, spesifik olarak ribozomlara baÄlanır, fakat her bir ribozom sadece bir tRNA molekül’ü saÄlar, Söz konusu ribozomun kendisi, çeÅitli kon-santrasyonlardaki iki deÄerli katyonlar (mutad olarak Mg+ + kullanılır) aracılıÄı ile biribirinden ayrılabilir altünitelerden (su-bünitelerderi) oluÅmuÅtur. Ribozoma aid alt-üniteler kendilerinin sedimantasyon sabiteÂlerine göre sınıflandırılırlar; örneÄin E. Coli’ de ribozom’lar 30 S ve 50 S altüniteleri’ne ayrılabilirler. Bir 30 S alt ünitesinin bir 50S alt ünitesi ile yaptıÄı aggregat, protein senÂtezinde aktif olan 70 S ribozomunu teÅkil eder tRNA molekülünü yaklaÅık olarak 30 nûkleotid’lik bir mesafe boyunca baÄlayan, 70 S ribozom’unun bu 30 S alt-ünitesidir, ve büyümekte olan polipeptid zincirinin ken disine’bir molekül tRNA aracılıÄı ile baÄlan dıÄı kısım ise 50 S alt-ünitesidir.
,H 2N-AA ı diye adlandırılan N-terminal a mino asid, E. Co/i”de zincir baÅlatıcı olarak hareket eden N-formilmefionin; hayvan hüc releri içinde, herhangi bir baÅka zincir baÅ latıcı (belkide valin veya baÅka özel tRNA baÅlatıcı) olacaktır. tRNA’a baÄlanmıŠbulunan C-terminal AA4. söz konusu ribo zom’un 50 S alt-ünitesi ile birleÅmiÅ ve AAS diye adlandırılan yeni gelen amino asid 30 S alt ünitesine baÄlanmıŠolacaktır.
Belli bir aralıkta, fonksiyon yapan herbir ribozom, sadece bir tane büyümekte olan po lipeptid zinciri taÅır. Bu zincir büyüdükçe amino terminal uç, yukarıda kaydolunduÄu gibi tRNA molekülünün birleÅtiÄi yerde bulunan yeni amino asid’lerin
eklendiÄi nokÂtadan uzaÄa göçer. Bu tRNA molekülünün kendisi, söz konusu ribozom’un 30 S alt-üni-tesine baÄlanmıÅtır. Ribozom üzerinde pep-tid baÄı teÅekkülünün meydana gelebildiÄi saÂdece bir özel yer bulunduÄu bilinmektedir. Bu nedenle ribozomlann.tRNA kalıbı boyunÂca, bu kalıp üzerinde bulunan bir sonraki ÅifÂreli
trinükleotid yerini ribozom üzerinde, büyümekte olan peptid zincirine eklenecek bir sonraki amino asidin tRNA kompleksini kabul edebilecek pozisyona getirecek Åekilde göçtükleri kabul olunur. Bu tarzda tek bir mRNA molekülü bir kaç ribozoma hizmet edebilir (her bir mRNA molekülüne aid 6-8′e varacak kadar çok 70 S ribozom’u polizomlar veya ergozom’lar denen yapıları teÅkil ederÂler). Bundan, ribozom’Iarın daha önceden üzerinden geçmiÅ bulundukları RNA kalıbıÂnın uzunluÄuna uyarak polipeptid zincirlerinin, biribirini izleyen ribozora’ların bir sonÂrakinde, ondan önceki ribozomdan gittikçe daha uzun olmaları gerektiÄi de anlaÅılacakÂtır.
Haberci RNA molekülleri sonsuz Åekilde fonksiyon yapmazlar. Bakterilerden ibaret bir sistemde, yeni mRNA’nın sentezi, akti-nomisin D (daktinomisin) denen antibiyotik’in eklenmesi ile bloke olunabilir. Bu deneysel yaklaÅımı kullanarak Levinthal (1962) bakÂterilere aid (bakteriyel) RNA kalıbının, orÂtalama olarak sadece 10-20 defa fonksiyon yaptıÄını tespit etti. Fare karaciÄerinden izoÂle olunan ribozom’lar da daha önceden saÄÂlam hayvana aktinomisin D enjekte olunmaÂsından etkilenmiÅlerdi. Bu ribozom’ların, mRNA’nın degradasyonu ve aktinomisin D tarafından yeni mRNA sentezinin önlenmesi yüzünden, alt-ünitelere parçalandıkları tespit olunmuÅtu (Staehelin ve arkadaÅları, 1963). RNA kalıbının teÅekkülü aslında nükle-üs’e aid DNA tarafından saÄlanan bilgiye baÄımlı olduÄundan, DNA’nm deÄiÅikliÄe uÄraması veya yok olması, protein sentezinin durmasına yol açar, çünki yıkılan RNA kaÂlıplarının yerini alacak yeni RNA kalıpları teÅkil etme olanaÄı yoktur. Bu soruna bir kaç deneysel yaklaÅım sayesinde, gerçekten, ribo-zoma aid (ribozomal) kalıpların, aynı zamanÂda görev gören DNA bulunmaksızın, çok sınırlı bir period dıÅında, görev görmedikleri sonucuna varılmıÅtır.
Birçok  antibiyotikler,  protein  senteziniçeÅitli aÅamalarda bozarlar. Mitomisin, DNAlifleri arasında çift deÄerli olarak baÄlanmıŠapra :-baÄlantı ar husule getirir; böylece, liflerin, hücre bölünmesinin gidiÅinde, DNA’nm kopya olunması için gerekli olan, birbirlerinÂden ayrılmalarını önler. Bunun bir sonucu ola-Tak hücrelerin bölünmesi önlenir, fakat haberci RNA teÅekkülü ve protein sentezinin daha sonÂraki safhaları hâlâ_husule gelebilir. Daha önce kayd olunduÄu gibi aktinomisin D (daktinomiÂsin, kosmojen) haberci RNA teÅekkülünü önler. Kendisi bazı  malin tümörlerin büyümesini kontrol altına almak amacı ile kullanılmıÅtır. Aktinomisin D, deneysel olarak, protein te-sekkülündeki deÄiÅikliklerin mRNA teÅekküÂlü oranındaki deÄiÅikliklere baÄlı oluÅ dereceÂsini tayin etmekte de deÄerlidir, çünkü akÂtinomisin daha fazla mRNA teÅekkülünü önÂler; fakat varolan mRNA kullanılarak pep-tid’lerin üretilmesi üzerinde bu antibiyotikin pek az etkisi vardır. Tetrasiklin, streptomisin ve kloramfenikol, ribozomlara aid aktiviteyi inhibe  eden  antibiyotiklerin   örnekleridirÂler.  Tetrasiklin,  aminoaçil  tRNA’ın  ribo-zom’un 30 S alt-ünitesi üzerindeki baÅlatıcı (initiator) yer ile birleÅmesini önlemek sureti, ile, aminoaçil tRNA’nm mRNA’ya baÄlanÂmasını inhibe eder. Streptomisin ribozomla-rın 50 S alt-ünitelerine baÄlanarak proteinÂlerin sentez oranında bir azalmaya ve ayni zamanda mRNA kodonlarının yanlıŠokunÂmasına baÄlı olarak hatall proteinlerin husule gelmesine neden olur.  Kloramfenikol, bakÂterilere aid ribozomların üzerinde bulunan yerler için bir haberci RNA ile yarıÅa girebilir. Neomisin B, aminoaçil tRNA’nın*mRNA-ri-bozom kompleksleri  üzerine  baÄlanmasını bozar.
Puromisin, tRNA üzerinde amino asid-leri baÄlayan yerlere benzeyen bir birleÅiktir. Bu antibiyotik, içinde, kendisine büyümekte olan bir peptid zincirinin baÄÂlanabileceÄi serbest bir amonyum gru pu ba taÅır. Bununla beraber bu kompleks, kendisini ribozom’a baÄlamak için gerekli olan diÄer enzimlerle birleÅmiÅ hale gelemediÂÄi için, geliÅmekte olan peptid zinciri ribo zomdan ayrılır ve böylece bu zincirin daha fazla büyümesi önlenir. Puromisin, prote inlerin sentezinin bu fazının sadece son saf halarında peptid sentezini önlemek üzere ey leme geçtiÄi için, kendisi belli bir fizyolojik deÄiÅikliÄin yeni proteinin teÅekkülüne ba Äımlı olup olmadıÄını denemek hususunda deneysel bakımdan faydalı bir birleÅiktir. ÃrneÄin, eÄer gözlenen bir deÄiÅiklik puromi sin’in eklenmesinden ileri gelir, fakat akti nomisin’in eklenmesinden ileri gelmezse, bu deÄiÅikliÄin, önceden-var olan mRNA’dan protein teÅekkülü oranı üzerindeki bir etkiye baÄlı olduÄu ve yeni mRNA teÅekkülü oranı üzerindeki bir etkiye baÄlı bulunmadıÄı ka bul olunur. Puromisin, deneysel olarak, en zim aktivitesindeki bir artıŠgibi bir olayın protein sentezine baÄımlı oluÅ derecesini de nemek amacı ile kullanılmıÅtır. Bu tekst için de baÅka yerde enzim husule getirme olayına deÄinliecektir. Bu terim, bir subtratın, o sub strat’a spesifik enzimin aktivitesinde adap tasyona baÄlı bir artıŠhusule getirme yete neÄim gösterir. Hayvan dokularında buna bir örnek, triptofan tarafından triptofan pirolaz aktivitesinin husule getiriliÅidir. Bu, yetiÅkin hayvanda olduÄu kadar yeni doÄmuÅ hayvanda da gösterilebilir. Puromisin, yeni doÄmuÅta bu enzimde geliÅmeye baÄlı (deve-lopmental) normal artıÅı tamamen engeller (bloke eder) ve yetiÅkinde bunun dıÅında gözlenen adaptasyona baÄlı artıÅın yaklaÅık olarak %70′ini inhibe eder. Bu nedenle’ yeÂni doÄmuÅta pirolaz aktivitesinde meydana gelen artıÅın tamamen yeni proteinin teÅekÂkülüne baÄıl olduÄu, halbuki yetiÅkinde gözÂlenen artıÅın kısmen yeni proteinin sentezine ve kısmen daha önceden varolan bir protein ön-maddesinin (prekursor) aktivasyonuna baÄlanabilir nitelikte olduÄu sonucuna varılÂmıÅtır .
Amino Asidlerin Protein Sentezinde KullanılıÅı Nasıl Olur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder