mRNA lifi üzerindeki pürin ve pirimidin bazlarinin, ilk defa nükleüse aid DNAâdan kopya olunan biIginin tayin ettiÄi sırası, proÂteinlerin sentezinde, amino asidlerin siralanÂmasına (yani primer yapıya) ait emirleri veÂrir.  mRNA Uzerinde taÅinan bu bilgi, tek bir nükleotid üzerinde deÄil, fakat onun yerine 3 nükleotidâden yapih bir dizi üzerinde otuÂrur. Bu nedenle âgenetikâÅifre denen yapı> biribiri lie kesiÅmeyen bir üçüz bazdan oluÂÅur. mRNA içinde biribirinden farkli, yani içinde adenin, guanin, sitozin veya Urasil taÅiyan, 4 nükleotid varoldugu göz önüne alınınca, bir amino asid’i sifrelemek icin eger bunlann birbiri ile kesismeyen herhangi 3 tanesinden yapih bir dizi gerekiyorsa, 64 (43) kombinasyonun meydana gelebilmesi olanagi vardir. 64 uciiz (triplet) ‘den 61′nin, gercekten, proteinlerin sentezinde gereken amino asidi sifreledikleri tespit olunmustur. Bunun bir sonucu olarak, belli bir amino asid icin bir’den daha fazia sifre kelimesi ve-ya kodon bulunabilir. Buna sifrenin «dejenere olmasi» denir. 64 «ucuz»’ un 3′ii herhangi bir amino asidi sifrelemez. Bunlar, onun yerine, bir polipeptid zincirini o noktada sonlandinci bir isaret (sinyal) o-larak (eskiden bunlara aniamsiz ticuz’ler de-nirdi) fonksiyon yaparlar. Bu fonksiyonun bir sonucu olarak, bu ucuzlere simdi zincir-sonlandinci üçüzler denir.
Nirenberg ve Matthaei (1961), sadece uridin poliniikleotid (poliuridilik asid)’den olusmus bir sentetik polinukleotid’in sadece icinde fenilalanin buiunan bir polipeptid’den ibaret bir biyolojik sistem icinde sentez icin bir kalip olarak hizmet edebilecegini bulduklan zaman, sifrenin dogasi hakkmda bilgi kesfeden ilk arastmcilar oldular. Amino asid sifresi’nin dogasi uzerindeki bu deneysel in-celemeler, ribozomlar (Escherichia Coli adii bakteriden hazirlanmis)’i yukanda anilan poÂliuridilik asid (poll U) gibi belli bir sentetik trinukleotid ile birlestirmek sureti ile yapil-misti. Bu. bir in vivo sistemde meydana gel-digi gibi mRNA (yukandaki deneyde Poli U)’mn ribozomlara baglanmasini stimule eder. Kendisine sentetik kalip baglanmis bu-lunan ribozomlardan hazirlanmis preparat-lara, herbirisi, C14 ile isaretlenmis kendi spe-sifik amino asidini tasiyan transfer RNA (tRNA) molekulleri (bunlar da E. Co/fden hazirlanmisti) ekienmisti. Bu deneyin sonucu, bir poli U preparatinm sadece fenilalanin bagladigim ve bu nedenie tamamen fenilala-ninden olusmus bir polipeptid (polifenilala-nin) sentezini yonetmeye hizmet ettigini gos-terecek nitelikte idi. Fenilalanin’e aid bir kodon’un UUU, .yani 3 uridin nukleotidi’ nden ibaret bir dizi oldugu sonucuna vanlmisti.
Buna benzer deneylerde, GUU seklinde icinde guanin veya iirasil tasiyan sentetik trinukleotid  preparatlan, icinde tamamen valin tasiyan polipeptidlerin sentezini yonet-tiler. Daha sonraki incelemelerde UGU’nun sisteini ve UUG’nin losin’i sifreledikleri tes pit olunmustu.
Bir ucuz sifrenin ilk 2 nukleotidi ucuncu nukleotid’den daha spesifiktir. Bu nedenle AUU, AUA ve AUC’nin hepsi izolosin’i sifrelerler ve poli AC preparatlan prolin, treonin veya histidinin alinip tutulmasmi sag-larlar. Bu, bir üçüz sifrenin 3 nukleotidinden 2′sinin bilginin en buyuk kismim tasidigim gosterir. Bu, sadece ucuncu nukleotid ba-zinda bir degisiklik husule getiren bir mutas-yonun, bir protein’in primer yapisini (amino asid dizisini) yoneten bir genetik mesajin, ha-la tarn dogru çevirisine izin verdiÄini de gös terir. Yukanda sozu edilen, bir iicuz sifrede-ki ucuncii bazm fleksibi olusu ve bundan ötürü illc 2 nukleotidin yaptigi etkinin aynim yapmayisi olayina «sendeleme – wobble» denir.
Ocuz sifrenin dogasmi aydinlatmak ama-cina yonelik incelemeler, ribonukleotidlenn «blok kopolimer»’leri denen maddeler kul lanilarak yapilmisti. Bunlar, tekrarlanan 2 veya 3 baz dizilerinden ibaret olan sentetik polinukleotidlerdir; ornegin AGAGAG ve ya AAGAAGAAG gibi. Bir polipeptid sen tez edici sistemde mRNA olarak kullanil digi zaman, AGAGAG kopolimeri biribiri ni izleyen arjinil ve glutamil artiklarnidan ibaret olan bir polipeptid’in sentezini yonetti. Bu sonuc, sentetik haberci (messenger)’ nin AGA (arjinin’e aid kodon) ve GAG (glutamik asid’e aid kodon) birbirini zileyen uciizleri olarak «okunmus” bulunduguna, yani AGA. GAG.AGA. GAG vb. delil ola rak yorumlanir. Tersine AAGAAGAAG sen tetik «messenger», icinde sadece glutamil veya arjinil veya lizil aruklanni tasiyan peptidlerin, yani poliglutamik asid, poliar jinin veya polilizin’inin sentezini yonet ti. Bu sonuc, habercinin biribirinden farkli baslangic noktalannda okunmus bulunmasi kabul olunarak izah olunur. ÃrneÄin, eger okuma AAG halinde (nokiasmda) baÅladı ise sadece 1 lizin inkorpore olmus bulunacak tir; eger onu izleyen bazda basladi ise, o za man ucuz dizi AGA.AGA v.b. olarak okun mus olacaktir, bu takdirde arjinin inkorpore olunacaktir; eger ucuncii niikleotid’de baÅ ladi ise ticuz dizi GAA.GAA v.b. olarak o kunabilecektir; bu, glutamik asidi sifreler. AAG kopolimeri ile ahnan bu sonuclar aÅa gida gosterilmistir.
Tekrarlanan AAA ucuzlerinden ibaret olan ve AAC ile sonlanan bir kopolimerin, zin cirin karboksil ucunda asparajin ile sonlanan;tekrarlanan lizil artiklanndan ibaret olan bir polipeptidi  sifreledigi tespit olunmustur. AAA’nin lizine aid bir kodon oldugu ve AAC nin asparajini sifreledigi bilindiginden mRNA mesajinm soldan saga dogru okundugu so nucuna vanlmistir. Yani amino asidlerin si ralamsinda N-terminal amino asid’e aid haberci sifrelerin kodonu solda ve C-terminal amino asid’e aid olanmki sag uctadir.
Hem kopolimerler ve hem de Nirenberg grupu tarafindan kullanilan trinukleotid tRHA baglayici sistemlerle yapilan daha bir cok incelemelerin bir sonucu olarak, bir peptidin icine inkorpore olunacak butun amino asidler’e aid RNA kodon atanmalan (genetik sifre), en azindan gecici bir sure i cin, simdi Tablo 5-1′de gosterildigi gibi ya pilmi^tir. 1)9 amino asid’in 6 kodonu 5′inin 4 kodonu ve 10′unun 2 kodonu vardir. UAA, UAG ve UGA, bir peptid zincirinin o nok tada bitmesi gerektigini gosteren zincir sonlandinci üçüzler’dirler.
Peptid zinciri sonlanıÅına aid kodonlara ek olarak, bir peptid zincirinin baÅlaması igin varligi gereken kodonlann da bulundugu aniasiliyor. E. Coli ekstraktian kullamlarak, bir metionin transfer RNA’a baglanmis bu lunan metioninin, formil verici (donor’u) olarak hizmet eden f^-tetra hidrofolat (f10 -FH4)’dan bir formil grup’unun N-formil metioninil-tRNA teskil etmek uzere meti onin uzerindeki amino grupuna transferini katalize eden bir enzimin yardimi ile kolayca formillenebilecegi tespit olunmustur. Baska amino asid-tRNA birlesikleri formillenme mislerdir. Bu gozlemin aniami, E. Coli tara findan sentez olunan butun proteinlerde N-terminal amino asid artigi olarak N-for milmetionin bulundugu gozlendigi zaman acikhk kazanmsiti. Protein zincirinin sentezi tamamlandiktan sonra, gozlenen spesifik protein’e bagimli olarak, metionin tiimu ile olmasa da, formil grup’u hidroliz yolu ile ortadan kaldinhr. Halen E.Coli’ye kisitli olan yukandaki bulgulara dayanilarak, bir peplid zincirinin baslamasmin N-formil me tionil RNA’mn ribozomlara baglanmasina bagimli oldugu telkin olunmustur. Ondan sonra diÄer amino asidler, mRNA kalıbı üzerinÂdeki kodon’ların amino asid taÅıyan tRNA’ nm antikodonları ile iliÅkisine uygun olarak (göre) eklenirler. Söz konusu zincir, ondan sonra, yukarıda anılan zincir-sonlandırıcı kodonlardan birisi tarafından ulaÅtırılan meÂsajla sonlanır.
BelirtildiÄi gibi , AUG, bir polipeptid zincirini baÅlatıcı bir iÅaret (zinÂcir baÅlatıcı kodon) olarak hizmet edebilir; halbuki bazı diÄer üçüzler (UAA, UAG ve UGA), bir zincirin o noktada sonlanması gerektiÄini göstermeye yararlar. Bununla beÂraber, bir zincir baÅlatıcı üçüz’ün, AUG’nin, bir zincir-sonlandırıcı kodonu doÄrudan doÄÂruya (direk olarak) izlememesi ilginçtir. O nun yerine, çevrilmeyen sistron’lar arasında (spesifik bir protein polipeptid zincirine aid mRNA Åifreleme bölgeleri) üçüz dizileri buÂlunabilir. Bu «sistronlar arası (intersistronik) diziler», bir sistron’un bir zincir sonlandırıcı kodonu ile onu izleyen sistronun zincir baÅÂlatıcı kodonu arasında bir polisistronik mRNA’nın gidiÅi boyunca tespit olunabilirÂler. Bunların fonksiyonu açıkça belli deÄildir.
Metionin’e aid kimliÄi tayin olunmuÅ tek kodon AUG’dir. Bu trinükleotid hem tRNA-metionini ve hem de tRNA-formil-metionini ribozomlara baÄlayacak Åekilde hareket edecektir. Bunun sonucu olarak AUG sadece metionine aid bir kodon olarak deÄil fakat aynı zamanda zincir-baÅlatıcı (CI) bir kodon olarak ta adlandırılmıÅtır. Valini Åifreleyen GUG trinükleotidi’nin hayvanlarda bir zincir-baÅÂlatıcı kodon olarak ta fonksiyon gördüÄü anlaÅılıyor; E. Co/fde zincir baÅlatıcı olarak fonksiyon yapan N-formilmetionini ilgilenÂdiren mekanizmanın, hayvanlarda da iÅgörmekte olduÄunu gösterme çabalan baÅarılı olmamıÅtır. Hayvanlarda zincir baÅlatıcı kodon’un, amino asidleri taÅımayan ve sadeÂce ribozomların, mRNA molekülü’nün baÅÂlangıcında bir araya gelmelerini saÄlamak için kullanılan özel tRNA tiplerini baÄlayaÂbileceÄi de telkin olunmuÅtur.
Yeni teÅekkül etmiÅ peptid zincirlerinin ribozomlardan salıveriliÅi, kısmen saflaÅtırıl
mıŠolan bir «salıverici faktör»’ün varlıÄına, aynı zamanda zincir sonlandırıcı kodon’a baÄımlıdır. Salıverici faktör Capecchi (1967) tarafından keÅf olunmuÅtu. Caskey ve arkaÂdaÅları (1968), baÅlatıcı ve sonlandırıcı kodon’ ların, biribiri arkasından, Nformil metionil-tRNA’inin ribozomlara baÄlanmasını ve «saÂlıverme faktörü» varolunca, aracı-ribozom’ dan serbest N-formilmetioninin salıveriliÅini stimüle ettiklerini göstermiÅlerdir.
Tek bir amino asid’in substitüsyonu (moÂleküldeki hidrojen atomu yerine baÅka atom veya atom gruplarının konması) yolu ile bir anormal protein molekülünün teÅekkülü, ilk defa, orak hücre (sickle cell)’de bulunan globin, normal yetiÅkin globini ile karÅılaÅtırıÂlınca varlıÄı anlaÅılan anormalliÄin aydınlatılÂması sırasında tanımlanmıÅtı. Åimdi, basitçe bir amino asid yerine bir baÅka amino asidin konması yolu ile anormal bir proteinin teÂÅekkülüne neden olan bu tür birçok birbirinÂden farklı genetik mutasyonlar tanımlanmıŠbulunmaktadır. Genetik Åifre hakkında buÂgün bilinenler sayesinde bu mutasyonların en büyük kısmı, bir Åifreleyici üçüz içinde yer alan sadece tek bir baz deÄiÅikliÄinin soÂnucu olarak yorumlanabilir. Bunun sonucu olarak bir amino aside aid bir kodon bir baÅÂka amino aside aid kodon haline deÄiÅir. BuÂna bir («missense mutant-yanlıŠanlamlı muÂtan») denir.
Terzaghi ve arkadaÅları (1966). üçüz Åifre kavramını destekliyen ve aynı zamanda amino asid sübstitusyonları aracılıÄı ile, baz sırasında husule gelen deÄiÅikliklerin, mutasyonların meydana gelmesi üzerine etÂkileri hakkında daha da ileri bilgi veren aÅaÂÄıdaki aydınlatıcı deneyi yayınlamıÅlardır. Bir bakteriyofaj bir akridin boyası ile muameÂle olunarak bir purin veya pirimidin bazı, bir DNA lifinin iç dizisinden ya çıkarılabilir veya onun içine sokulabilir. Bunun bir soÂnucu olarak DNA üzerinde taÅman genetik mesajın, çıkarılan veya sokulan bazın saÄ taÂrafında baÅlayan bu iç dizinin bulunduÄu fazın dıÅına kaymıŠbulunması, beklenilir (mRNA Åifresinin biribirini izleyen 3 bazdan yapılmıŠdiziye baÄlı olduÄunun ve soldan saÄa okunduÄunun hatırlanması gerekir). Böylece bir mutasyon husule gelir; çünkü proteinin, haÂbercinin deÄiÅikliÄe uÄramıŠkısmından geÂlen bilgiye göre sentez olunan kısmı anormal bir amino asid dizisine sahip bulunacaktır.
Terzaghi ve arkadaÅları, hücreler taraÂfından, kendilerine bakteriofaj T-4′un normal bir duÅu enjekte olunduktan sonra, sentez olunan bir enzimin, lizozimin, eÄer 2 mutan fajdan (phages) biri veya diÄeri enjekte oluÂnursa, artık yapılamadıÄını tespit ettiıer. Akridin ile muameleden sonra husule gelen bir mutan, «delation mutant-cıkarma mutanı» denen bir mutan; diÄeri bir «sokma mutanı ınsertion mutant» denen mutan idi; yani bir DNA lifinden bir baz çıkarılmıÅtı veya onun içine bir baz sokulmuÅtu. Bu mutan’lar biribiri ile çaprazlaÅtırılınca, DNA içinde birinci mutandaki çıkarıŠve ikinci mutandaki sokuÅ araÂsında bir çaprazlaÅma meydana geldi; bu, yeni bir hibrid faj husule getirdi; bu faj, bir lizozim üretebiliyordu: yalnız yeni husule gelen enzim proteini, enzimatik bakımdan normal enzimin sadece yarısı kadar etkili idi. O halde bu 2 enzimin yapılarını karÅılaÅÂtırmak ilginç olacaktı. Lizozimin normal (vahÅi-wıld) tipinde aÅaÄıda gösterilen tarzÂda bir amino asid dizisi bulunan bir peptid vardır:
…Treo-Liz-[Ser-Pro-Ser-Lö-Asn-]-AIa-Ãla-Liz
Mutasyona uÄramıŠlizozim, peptid zinÂcirinin (yukarda parantez içinde gösterilen) normal enzime uyan bölgesi dıÅında onun aynı idi. Peptid zincirinin sözü geçen bölgeÂsinde zincir Åöyle idi:
….Treo-Liz-[-Val-His-His-Lo-Met-]-AIa-ÃIa-Liz
Parantez içindeki amino asid dizilerinin mRNA kodonlarma çevriliÅi, normal enzim’ de Åunu verir:
⢠AGU.CCA. UCA. CUU. AAU
EÄer bunun ilk bazı (A) çıkarılır ve sonuÂna G sokulursa, aÅaÄıda gösterilen biçimde
yeni bir kodon dizisi husule gelir.
.GUC. CAU. CAC. UUA. AUG. ki bu da Åöyle çevrilir:
Val-His-His-Lö-Met-
Bu, mutasyona uÄramıŠlizozimde meydaÂna geldiÄi tespit olunanın tam ayni idi.
Genetik Åifre (Genetik Kod) Nedir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder