Endüstri geliÅimini tamamlamıŠülkelerde yaÅlı diÅ hekimlerinin sayıları hızla artmaktadır. Ve bu kiÅilerin oral saÄlıkları ile ilgili epidemiyolojik bilgiler ısrarla verilmelidir. Bu çalıÅmamız Helsinki Ageing Study (HAS) in bir parçasıdır. Bu çalıÅmamızda Helsinkiâde yaÅayan 1989 yılı itibariyle 1904, 1909 ve 1914 doÄumlu yaÅlı insanların (n=175) periodontal saÄlık durumları ve dıŠperiodontal tedaviye ihtiyacı olanlar incelenecektir.
Bu çalıÅmamız Helsinkideki DiÅ HekimliÄi Fakültesinde 1990-1991 yıllarından beri yapılmaktadır. Hastaların periodontal saÄlık durumları (PITN community periodontal Index of teatment needs) metodu tarafından deÄerlendirilmiÅtir. ÃalıÅmada bulunan hastalarda erkeklerde 15,1 boylarında 14,0 ortalama diÅ bulunmaktadır. SaÄlıklı periodontal dokular incelendiÄinde çalıÅmaya katılan hastalardan sadece %7â inde bulunmuÅtur. Hstâların %6âında
DiÅetlerinde kanama, %41â inde diÅ taÅı veya restorasyonların üzerlerinde artık madde bulunmuÅtur ki bu bulgu en kötü olanıdır. Ayrıca %46âında derin periodontal cep vardır, %35âinde en az cep derinliÄi 4-5 cmâdir. %11âinde ve cep derinliÄi 6 cmâden fazladır. Ayrıca hastaların %93âünde oral hijyen konusu iken %87âsinde scaling ve kisk planlaması varken %11âinde de komplex periodontal tedaviler uygulanmıÅtır. Erkeklere daha fazla periodontal tedavi uygulamak gerektiÄi saptanmıÅtır. BeklenildiÄinden daha fazla komplex periodontal tedavi gerektiren hastalara rastlanmaktadır. Bunu da Åu Åekilde açıklayabiliriz. Bir çok sayıda kayıp diÅ vardır ayrıca molarların kayıp olması gösterilebilir.
YAÅLI Ä°NSANLARDAKÄ° PERÄ°ODONTAL HASTALIKLARIN PROGNOZUNU ETKÄ°LEYEN RÄ°SKLÄ° FAKTÃRLER
Bu çalıÅmamızdaki amacımız yaÅlı bireylerde ki periodontal hastalıkların prognozunu etkileyen riskli faktörleri tanımlamaktır. Bu çalıÅmaya 4542 adet 70 yaÅını aÅmıŠazmıŠNigata Åehrinde ikamet eden, herhangi bir genel saÄlık problemi olmayan ve kendi günlük aktivitelerini ediÄÅtirmeyen insanlar katılmıÅtır. Hastaların günlük sigara içimi, alkol kullanma durumları sorulan sorularla kaydedilir. Ayrıca o taçman seviyeleri ve hastalık markerâların serumdaki seviyeleri de kaydedilir. Periodontal hastalıÄın prognozunu deÄerlendirilmesinde iki yıl süresince tek veya çift çift taraflı ataçman kaybı 3 mmâden fazla olan hastalar dikkate alınmıÅtır. 394 hasta bunlardan 208 erkek, 186âı bayandır ve bunların hepsinin ataçman seviyeleri incelenmiÅtir.
Bu hastaların yaklaÅık %75âinde 2 yıl süresince ilave ataçman kaybı tespit edilmiÅtir. Yapılan araÅtırmalar sonucunda ilave ataçman kaybı ile sigara tüketimi arasında bir iliÅki bulunmuÅtur. Bunun sonucunda anlaÅılmıÅtır ki yaÅlı ve sigara içen hastalarda 6mmâlik ataçman kaybı olanlarda sigara tüketimi ilave ataçman kayıplarına neden olmaktadır.
YaÅlı insanlarda mosticatory (çiÄneme) fonksiyonun koruması ile ilerlemesi hastanın sosyal yaÅamı ve iyi bir fiziÄe baÄlıdır. Åu çok iyi bilinmelidir ki bir çok ülkede yaÅlı insanlarda yüksek oranlarda diÅsizlik söz konusudur. Ve diÅ hekimleri de yaÅlı hastalarda çok az sayıda diÅin fonx. GördüÄünü bildirmiÅlerdir.Periodontal hastalıkların pragnozunun deÄerlendirilmesinde; hastaların hangi diÅlerinin sırayla kaybedildiÄini öÄrenilmesi ve kaydedilmesi gerekir.
YaÅlı insanlarda periodontal yıkım sık sık tekrarlar bunun ana nedeni batı toplumunda yaÅayanlarda ilk 5 diÅten komÅu bir tanesinin kaybıdır. Ayrıca diŠçekimlerinin %40âıda neden olmaktadır. National Pothfinder Swrveyâe göre 1999 yılında yapılan çalıÅmaya göre aponyada yaÅayan yaÅlı insanların %70âi periodontal hastalıkların prognozu hakkında tecrübe kazanmıÅtır. Hastalıkların ilerlemesinde risk faktörlerinin karakteristik özellikleri söz konusudur. Periodontal hastalıkların prognozunun iyi deÄerlendirilmesi için risk faktörlerinin uzun süreli çalıÅmalar yapmak gerekir. Bu çalıÅmalar sonucunda periodontal hastalıkların prognozunnu etkileyen riskli etkenler; yaÅ, sigaratüketimi ve periodontal patogerezdir. Bu bulunan etkenler bir çok çalıÅmalar sonucunda diobet ve koronalgenç ve yaÅlı gruplar karÅılaÅtırılarak kalp hastaları olan hastaların ayrı bir önem göstermeleri gerekir. Bir çok epidemiolojik çalıÅma göstermiÅtir ki diÄer davranıŠfaktörleri ve biolojik olayların periodontal yıkım ile ilgili direk alakaları tam olarak halen saptanamamıÅtır. Bu çalıÅmaya katılan hastaların çoÄu 60 yaÅ civarında olup periodontal hastalıkların prognozu için risk faktörleri içeren kimselerdir. 70 yaÅ ve üzeri olan hastalar deÄerlendirilmemiÅtir. Uzun süreli çalıÅmalar ayrıca aÄız saÄlıÄıyla ilgilenen kimselerin (servislerin) topluma yapmıŠoldukları hizmetlerin deÄerlendirmesini ve yapılması gereken planların etkilerini de göstermiÅlerdir.
MATERYAL VE METODLAR
Nilgata Åehri Japonyaânın denize komÅu olan Åehirleri arasında en büyük olanıdır ve nüfusu 520,000âdir. 4542 (2099âu erkek, 2443 bayan) kiÅiden oluÅan ve 70yaÅ civarında olan bir grup 1998 yılında yapılan yaÅlılar için genel saÄlık kontrolü ve oral saÄlık kontrollere kabul edilmek için baÅvurmuÅlardır. Bu gruptan sadece 1692 kiÅi ikinci baÅvurularını yapmıÅlardır.fakat randevular için sadece 600 kiÅiyi kabul etmek durumundaydık. Son olarak final çalıÅması için 599 kiÅi kabul edildi. ( 306 erkek, 293 bayan). Bu sayıya göre Nigataâdaki 70 yaÅ civarında insanların %32âsi kabul edilmiÅtir.
Bu çalıÅmaya katılanların hepsi kendi rızalarıyla katılmaktadırlar. 2 yıl süren bu çalıÅmada oral epidemiblojik ve kiÅisel bilgilerin toplantısında cross-section çalıÅma prensibi kabul edilmiÅ ve bu doÄrultuda hastaların prognozu saptanmaya çalıÅılmıÅtır.
2000 yılında, 1998 yılında deÄerlendirilen hastalar tekrar deÄerlendirmek amacıyla çaÄrılmıÅtır. Bunun sonucunda 436 hasta (234 erkek, 202 bayan) deÄerlendirilmiÅtir. 7 hasta tamamen diÅsiz kalmıÅtır. Bu doÄrultuda 394 hasta (208 erkek, 186 bayan) periodontal hastalıkların prognozu doÄrultusunda analiz edilmiÅtir. Tüm hastalar Nigataâdaki local commly centreâda (SaÄlık halk merkezi) deÄerlendirilmiÅtir. Hiçbir hasta hastaneye veya ıslah evine yerleÅmiÅ deÄildir. Hastaların genel saÄlık durumları iyidir. Hiç biri kendi günlük aktiviteleri için özen gösterilmesini istememiÅtir, tüm hastalar oldukça güvenilir ve TMIG indexinin 13 kriterinede uygunluk göstermektedir.
4 diÅ hekimi oral deÄerlendirmelerini yapay ıÅıklandırma altında yapmıÅtır. Periodontal deÄerlendirme için yapılan periodontal ataçman daki milimetre boyundaki kayıplar diÅ hekimliÄi aynası (klinikte kullandıÄımız aÄız aynası) ve periodontal araÅtırmalar için geliÅtirilen aletlerle yapılmıÅtır. III molarlar dahil tüm diÅlerin 6 gözündede araÅtırmalar yapılmıÅtır. Cep derinlikleri tespit edilmeyince veya sementmine birleÅim yeri tespit edilmeyince ölçümler göz ardı edilmiÅtir. Katılımcı hastalarda 4âsinin ölçümleri fakülte hastanesinde cerrahi giriÅimden önce deÄerlendirilmiÅtir. Cerrahi operasyondan sonra yapılan ölçümlerde periodontal ataçman kaybı yaklaÅık 056-3,92 arasında kaydedilmiÅtir.
Hastalarla direk olarak temasa girilmesi sayesinde hastayla ilgili geniÅ bilgiler elde edilmesi mümkün olabilmektedir. Bunların içinde sigara içimi, alkol kullanımı, diÅ randevularına vermiÅ olduÄu önem, yapılan diÅ tecbuÅlerine olan güveni, kendi diÅlerine olan bakımı (diÅ ipi, diÅ fırçası kullanımı) ile ilgili bilgileri sayabilmekteyiz. Ayrıca bu sayede hastanın genel saÄlık durumu, kan basıncı seviyesi, hastalıklarının serumdaki merkezlerin seviyeleri de incelenebilir. Bu hastalıkların markerleri 1) liver oÄerts (yaÅayan aÄınlan) GOT, GPT, ve -GTP 2) kidrey ajonları (keratin), 3) immunogthinler ıgG, IgA ve IgM, 4) lipofaktörler kolestorol ve trigliserid 5) besleyici faktörler (protein, kalsiyum, albumin ve kan Åekeridir.
Periodontal hastalıkların prognozunu etkileyen faktörlerin tespiti için farklı model porecederleri uygulamıÅtır. BaÅlıcaları: cross-sechon metodu bireysel karakterlerde ki mevcut deÄiÅiklikler için kullanılmıÅtır. Chi-soyored testide katılımcı hastaların sonradan meydana gelebilecek ataçman kayıplarının tespitinde kullanılmıÅtır. ÃÄrencilerin katıldıÄı t-testi ise serumdaki hastalık morkerların farklılıklarını tespit ederek ataçman kayıpları olan iliÅkilerini saptamaya çalıÅmıÅlardır.
Logistik gerileme analizi kullanılarak periodontal hastalıkların prognozu ile belirgin deÄiÅikliklerin iliÅkileri incelenmiÅtir. Ana modelde sonradan meydana gelebilecek periodontal yıkımlar tahmin edilmiÅ ve bu deÄer 3 mm veya daha fazla olarak deÄerlendirilmiÅtir. Bu baÄımsız deÄiÅkenlerden sigara tüketimi, cinsiyet ve ataçman seviyesi 6mmâden az olanlar olarak nitelendirebiliriz. Yapılan tüm araÅtırmalar, hesaplamalar, istatiksel analizler STATA yazılımına uygun olarak yapılmıÅtır.
SONUÃLAR
Tablo 1 de deÄiÅkenler ile ataçaman kayıpları arasındaki iliÅki görülmektedir. Bu örneklest hastaların %52,8 erkek, %47,2 si ise bayandır. AÄızda diÅ kalan hastaların oranı %18,8âdir. Hastaların %17âsi sigara kullanıyor, %27,2âsi alkol kullanmaktadır. Hastaların %96,4âsinde en az bir tarafında ataçman seviyesi 4mm veya daha fazladır. Bu hastaların %64,1 nin bir tarafına ataçman seviyesi 6mm veya daha fazladır. Hastaların %71,1 inde 2 yıl sonra en az bir tarafında 3mm veya daha fazla ataçman kaybı söz konusudur. 128 hastanın 4 tarafında, 168 hastada ise 4 ve daha fazla ataçman kaybı tespit edilmiÅtir. Erkek hastalarda bayanlara nazaran daha fazla ataçman kaybı söz konusudur. (P0,05) sigara içenler içmeyenlere nazaran daha fazla ataçman kaybına uÄramaktadır. (P (0,001)) hastaların sadece alkol kullanmaları, diÅlerine gösterdikleri ilgiler, diÅ tedavilerine gösterdikleri diÅ kayıplarına veya ataçman kaybına sebep olmadıÄı anlaÅılmıÅtır.
Tablo 2 de hastalık merkezlerinin serum seviyeleri gösterilmiÅtir. Folaf periodontal atamaç kaybı ile hastalık morkerlerin serum seviyeleri ile iliÅkili önemli deliller bulunamamıÅtır.
Tablo 3âde hastalık merkezlerinin logistik regressionânun sonuçları görülmektedir. Sigara kullanımı, cinsiyet, ataçman seviyesi 6mm veya daha fazla olanlar 20 dizi kalan hastalar gibi deÄiÅkenler bulunmaktadır. Sigara kullanımını periodontal hastalıÄın prognozunu 3,74 oranında etkilediÄi görülmektedir.
TARTIÅMA
Yapılan araÅtırmalar neticesinde sigara tüketimi yapan bireylerde ve ataçman seviyesi 6mm veya daha fazla olanlarda periodontal hastalıÄın prognozzunu daha güçlüdür. Bu oran 3,74 ve 2,29 dur. Bu oranlar hesaplanırken sigara içenler ile sigara içmeyenler ve ataçman seviyesi 6mm olan ve olmayan hastalar kıyaslanarak yapılmıÅtır.
Yapılan bir çok epidemiolojik çalıÅma göstermiÅtir ki sigara içimi yetiÅkin periodontalisinde en etkili çevresel risk faktörüdür. YaptıÄımız çalıÅmada sigara ile elde edilen oranlar ne yaÅ, ne cinsiyet nede geride kalan diÅlerle elde edilen oranlarda daha yüksektir. Bizim yaptıÄımız çalıÅmalar ve daha önce yapılan çalıÅmalara göre sigara içimi ilk periodontal hastalıkların prognozu arasında ciddi bir iliÅki vardır ve sonuç olarak sigara tüketiminin periodontal hastalıkların prognozunda en önemli etken olduÄulaÅılır. Sonradan oluÅan ataçmanlar kaybı ile sigara kullanımı arasında ki baÄlantı belkide biolojik ptentmaya çevresinde açıklanabilir. Nicotin; sigarada bulunan en zararlı maddedir. Sadece perifenal sirkülasyonda vazolonstürüktür etkisi yoktur ayrıca koronolde, plesontoda, girgival kan damarlarında da vardır.
The research &Therapy lammitte of American Acedemy of Peridontoâre göre nicotin fskösitlerin ve makrofojların salyada ki fonxsiyonları azaltmakta ve doku-kan polimorfonüclerk lskositlerin kematoxis ve foyosito aktivitelerinide azaltmaktadır.
Fiziksel tecrübe göstermektedir ki periodontal yıkımı olan hastalar diÄer sisterik rahatsızlıklara yakalanmak için bir risk grubu teÅkil ederler. Mevcut olan yeni araÅtırmalara göre baÅlangıçtaki ataçmanlar seviyesi 6mm veya daha fazla olan hastalar ile ataçman kaybı 3mm veya daha fazla olanlar arasında ciddi bir iliÅki vardır. YaptıÄımız araÅtırmalar göstermiÅtir ki gelecekte meydana gelebilecek periodontal yıkımlara sebep olabilecek etken sigaradır. Ayrıca dikkate alınması gereken baÅka bir konu ise daha önce periodontal hastalıÄına yakalanmıŠhastaların neden ileride periodontal yıkıma uÄrayabilecekleridir. Bize göre en önemli etken ev sahibinin (hastanın) çevresinden kolayca etkilenmesidir. Ä°kinci sebep olarak bundan önceki periodontal hastalıklar sebebiyle bir çok bölgede periodontal infeksiyona sebep olabilecekleridir. Ä°leride yapılacak çalıÅmalar yıkımların sebeplerine yönelik olacaktır.
Periodontal yıkımın epidemiojik göstergeleri olarak periodontal kayıpların esasına dayanılmıÅtır. Daha önceden elde edilen tecrübeler doÄrultusunda periodontal ataçman kayıpları gelecekte meydana gelebilecek periodontal hastalıkların prognozunun deÄerlendirilmesinde önem arz eder. Bu çalıÅma sayesinde yaÅlı insanlarda ki periodontal saÄlıÄın deÄerlendirmesinde periodontal ataçman kayıpları ölçülmüÅtür. Hastalar 2 yıl boyunca sürecek bir araÅtırmaya katılmak üzere tüm diÅlerinde 6 bölgede ataçman seviyelerinin hesaplarıyla iliÅki yıkıcı periodontal hastalıkların prognozuna uyan ve uymayan olmak üzere 2âye ayrılır. Ataçman seviyesinde ki deÄiÅikliÄin hastalık sebebiyle mi yoksa ölçüm hatasından mı meydana geldiÄini anlamak, saptamak gerekir. Bundan önceki epidemioloji çalıÅmalarından herhangi bir tanesi ataçman kayıplarının ölçümlerindeki bir hatayı sınıflandıramamıÅtır. Hasta grubumuzda 2 yıl içerisinde ataçman seviyesi 3mm veya daha fazla oranda deÄiÅikliÄe uÄramıÅtır. HastalıÄın prognozunun tanımlanması demek gerçek anlamda meydana gelen 3mm veya daha fazla oranda ki deÄiÅikliktir. Ve hatalı ölçümlerle hiçbir alakası yoktur. Yapılan epidemiolojik çalıÅmalar geliÅmekte olan 3mm hastalıÄın porgnozu ile iliÅkilidir, demektedir.
Tek veya birden fazla bölgede meydana gelen geniÅ milimetre deÄiÅiklikleri false positivesâleri minimuma indirmekte fakat false negativeâleri yükseltebilir. DiÄer taraftan 1 veya 2mm tek tarafta ise zıt etki gösterebilir. En az tek taraflı kriter göstermektedir ki 3mm olan cepleri minimuma indirerek hastanın her ziyaretinde tekli ölçü metodları kullanılarak bulgunun false positif sonuçlanmasını saÄlamaktadır. Bizin toplumumuzda 2 yıl boyunca yabancı(diÄer) çalıÅmalarda periodontal hastalıkların prognozunu incelemektedir. ÃrneÄin linthe 60 ile 79 yaÅları arasında ki hastaların yaklaÅık % 62âsinde 3mm veya daha fazla ataçman kaybı olduÄunu söylemiÅtir ki bu bilgi bizimkiyle tutarlılık gösterir.
Hastalık markerlarının serum seviyeleri ile ilerleyen ataçman kayıpları arasında direkt bir iliÅki bulunamamıÅtır. YaptıÄımız bu çalıÅmada ki amacımız saÄlıklı yaÅlı beylerde periodontal hastalıÄın prognozunun deÄerlendirilmesi idi, hastalarımızın hepsinin genel saÄlık durumları iyi ve günlük aktivitelerini etkileyebilecek herhangi bir sakım içermemektedir. Hastalarımızın hiçbiri ne hastanede nede bakım evinde kalmaktadır. Bu hastalarda ki az sayıda hastalık markerlarının serumda bulunması, ataçman kaybı ile sistemik hastalıkların azda olsa iliÅkili olabileceÄini göstermiÅtir, bu olay toplumu önyargılı yaklaÅmasına bir örnektir. Ayrı bir örnek ise gönüllü olarak bu tip çalıÅmalarına katılan bireylerin oral ve genel saÄlıklarına daha çok önem verildiÄini ve katılanların saÄlık durumlarının daha saÄlıklı olacaÄına toplum önyargılı olarak yaklaÅmaktadır.
Yapılan epidemiolojik araÅtırmalarda elde edilen en önemli olay perodantitis üzerinedir. Buna göre gelecekte meydana gelebilecek periodontal yıkıma sebep olan en büyük etkenler ve etkisi olmayanların ayırt edilmesidir. Ãok az sayıda diakrastik bulguların hangilerinin perodontitis için gerçek risk taÅıdıÄı ve hangisinin daha az risk taÅıdıÄı incelenmiÅtir. Elde edilen bulgularımız diÄer çalıÅmalar ile paralellik gösterir.
Sonuç olarak Åunu diyebiliriz ki : uzun süren açıklayıcı çalıÅmalarımız sonucunda sigara kullanımı ve ataçman seviyesi 1 veya daha fazla olanlarda 70 yaÅ ve üzeri saÄlıklı insanlarda periodontal hastalıkların prognozu için gerçek ana risklerdir.
Periodontal Hastalıkların Statusu ve YaÅlı Ä°nsanlar İçin Gerekli Tedaviler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder