BaÅta pemfigus olmak üzere otoimmün büllöz hastalıkların önemli bir kısmının tedavisinde, yan etki veya komplikasyon geliÅtirme riskleri oldukça yüksek ilaçlar veya yöntemler kullanılmaktadır. Dolaysıyla uygun ve etkin bir tedavi için kesin tanı Åarttır. Bazen gerçek tanı klinik ön tanılardan hiç birisi olmayabilir ve kesin tanıya ancak bir laboratuar yöntemi ile ulaÅılabilir. Hatta bazı büllöz hastalıkların tanısını koyabilmek için böyle bir laboratuar yönteminin kullanılması zorunludur. ÃrneÄin lineer IgA dermatozunda zaten hastalıÄa adını veren de immünopatolojik bir yöntemle tespit edilen immünoglobulinin tipi ve depolanma paternidir. Sanırım hiçbir deri hastalıÄı otoimmün büllöz hastalıklar kadar baÅarılı sonuçlarla araÅtırılmamıÅtır. Bunun sonucu olarak tanıda kullanılabilecek çok sayıda ve oldukça etkili laboratuar yöntemleri geliÅtirilmiÅtir. Klasik histolojik yöntemlere ilave olarak 1960′lı yıllardan itibaren gündeme gelen immünofloresan yöntemler, 1970′li yılların sonundan itibaren kullanıma giren immünoenzimatik yöntemler ve 1990′lı yıllardan itibaren baÅarılı bir Åekilde kullanılan immünoblotting bu hastalıkların tanısında oldukça etkili yöntemlerdir (Tablo I).
Bu yazıda; otoimmün büllöz hastalıkların tanısında kullanılan bazı laboratuar yöntemlerinin kısaca uygulama tekniklerinden ve söz konusu hastalıklarda bu yöntemlerle elde edilen bulgulardan bahsedilmiÅtir.
Tablo I. Otoimmün büllöz dermatozlarda tanı yöntemleri.
-      I.       Klinik özellikler
-    II.       Bül sıvısından sitolojik tetkik (Tzanck smear)
-   III.       Histopatoloji
-   IV.       İmmünofloresan (İF) teknikler
-     V.       İmmünoenzimatik teknikler
-   VI.       İmmünoblotting, immünopresipitasyon, ELİSA
-  VII.       Elektronmikroskopi, immünoelektron mikroskopi
Sitolojik Tetkik (Tzanck smear): Pemfigus tanısında kullanılan ancak histolojinin yerini alamayan bir ön tanı testidir. Hızlı, kolay ve oldukça duyarlı bir yöntemdir. Ä°ntakt bül-vezikül sıvısından veya erozyon-ülser tabanından alınan kazıntı materyalinden hazırlanan yaymalar Giemsa ile boyanır. Mikroskopik incelemede akantolitik keratinositlerin (yuvarlak, nükleus-sitoplazma oranı normal keatinositlere göre azalmıÅ, perinükleer halonun olduÄu, hiperkromatik nükleuslu hücreler) görülmesi pemfigusa iÅaret eden (%90 pozitif) bir bulgudur. Multinükleer dev keratinositlerin varlıÄı ise herpetik enfeksiyonların iÅareti olup bu anlamda klinik ayırıcı tanıda da yararlı bir testtir.
Ä°mmünofloresan (Ä°F) Teknikler: Fluorescein ile iÅaretlenmiÅ anti-human antikorlar aracılıÄı ile otoantikorların serum ve deri örneklerinde tespitine yönelik bir immünopatolojik testtir. Otoimmün büllöz hastalıkların rutin tanısında kullanılan en önemli test olup tek baÅına tanıyı koydurabilir. Mevcut tanıyı kesinleÅtirebilir, modifiye edebilir veya klinik tanıdan tamamen farklı bir tanının konmasını saÄlayabilir. Ä°F teknikler sayesinde yeni antiteler de (büllöz SLE, lineer IgA dermatozu, IgA pemfigusu gibi) tanımlanmıÅtır. Temel olarak direkt immünofloresan (DÄ°F) ve indirekt immünofloresan (Ä°Ä°F) Åeklinde iki yöntem söz konusudur. DÄ°F deri örneklerinde depolanmıŠantikorların varlıÄını, Ä°FF ise serumda dolanan antikorların varlıÄını ortaya koyar. DÄ°F’de frozen kesitleri yapılmıŠdoku örnekleri doÄrudan fluorescein konjugat ile enkübe edilirken, Ä°FF’de seri dilüsyonları yapılmıŠserum örnekleri önce bir substrat ile (maymun özefagusu, normal insan derisi veya sıçan özefagusu gibi) ardından da fluorescein konjugat ile enkübe edilir. Hazırlanan preparatlar uv mikroskopu ile incelenir.
Ä°mmünoenzimatik Teknikler: DÄ°F’deki temele dayanmakla birlikte farklı olarak enzim (genellikle horseradish peroksidaz) iÅaretli antikorlar kullanılır. Ãok sayıda yöntem söz konusudur. Ancak en sık peroksidaz-anti-peroksidaz (PAP) ve avidin-biotin complex (ABC) teknikler kullanılır. Ä°F yöntemlere göre birtakım avantajlara sahip olmakla birlikte otoimmün büllöz hastalıkların tanısında asli tanı yöntemi olarak Ä°F yöntemlerin yerini alamamıÅtır. Bugün için genellikle iyi diferansiye olmamıŠkutanöz tümörlerin ve lenfomaların tanısında daha geniÅ kullanım alanları bulmaktadır.
Ä°mmünoblotting (Western-blot): Amaç oto-antikorların hedef aldıÄı hücre-hücre ve epidermis-dermis adezyonlarında rol alan antijenik molekülleri saptamaktır. Bunun için önce epidermal veya dermal ekstraktlar jel içerisinde elektoforetik separasyondan geçirilir ardından da ayrılan proteinler bir membrana aktarılır. OluÅan protein bantları ilgili proteinlere karÅı geliÅmiÅ antikorlarla enkübe edilir ve meydana gelen antikor-antijen reaksiyonu radyoaktivite veya boyama iÅlemi ile görünür hale getirilir. Bugün için otoimmün büllöz hastalıkların kesin tanısında kullanılan en etkili yöntemlerden birisidir.
Tanı AraÅtırmalarında Kullanılacak Ãrneklerin Elde Edilmesinde Genel Ä°lkeler: Otoimmün büllöz hastalıklara tanısal yaklaÅımda en uygun olanı hastadan 3 örneÄin birlikte alınmasıdır;
I.Ãrnek (Histopatolojik inceleme için deri veya mukoza örneÄi): Ãrnek mutlaka 48 saatten yaÅlı olmayan erken bir bülden, kenarından normal deriyi de kapsayacak Åekilde cerrahi biyopsi Åeklinde (punch tercih edilmez) alınmalıdır. Mukozal ülser veya erozyonlarda ise kenardaki inflame alandan alınmalıdır.
II.Ãrnek (DÄ°F için deri veya mukoza örneÄi): Yine taze bir bülün kenarından ancak bu sefer normal görünümlü deriden alınmalıdır. Mukozal ülser veya erozyonda ise normal görünümlü perilezyonel mukozadan alınmalıdır.
III.Ãrnek (Ä°FF için serum örneÄi): 5 ml serum veya pıhtılaÅmıŠkan.
Otoimmün Büllöz Hastalıklarda Tanı Yöntemleri Ve Tanıda Kullanılan Ãrneklerin Elde Edilmesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder