âDüÅler hazımsızlıktan ileri gelirâ diye bir halk deyiÅi vardır ve bu bize, düÅlerin uyaranları ve kaynaklarından ne kastedildiÄini kavramada yardımcı olur. Bu kavramların ardında bir kuram yatmaktadır ve bu kurama göre düÅler, bir uyku bozukluÄunun sonucudurlar: uyku sırasında rahatsız edici bir Åey olmazsa düŠgörmezdik; düŠde iÅte bu rahatsızlıÄa bir tepkidir.
DüÅlerin heyecan verici nedenleri üzerine tartıÅmalar, konuya iliÅkin literatürde çok geniÅ bir yer kaplar. Sorunun ancak düÅler bir biyolojik araÅtırma konusu olduktan sonra ortaya çıktıÄı açıktır. DüÅlerin tanrıların esini olduÄuna inanan eskilerin düÅlerin uyaranlarını araÅtırmak için hiçbir gereksinimleri olmamıÅtır: düÅler ilahi ya da Åeytani güçlerin arzusundan doÄmuÅtu ve içeriklerini de bu güçlerin bilgileri ya da amaçları belirlemekteydi. Bilim hemen düŠgörmeye yol açan uyaranların her zaman aynı olup olmadıÄı ya da deÄiÅik türden böyle uyaranlar bulunup bulunmadıÄı sorusuyla karÅı karÅıya gelmiÅ; bu da düÅlerin nedenlerini açıklamanın ruhbilimin mi yoksa fizyolojinin mi alanına girdiÄi tartıÅmasını getirmiÅtir. ÃoÄu otoriteler uykuyu bozan nedenlerin (yani düŠgörmenin kaynaklarının) deÄiÅik türden olabileceÄi ve bedensel uyarıların ve zihinsel uyarılmaların aynı biçimde düŠkıÅkırtıcısı olarak rol oynayabileceÄinde düÅünce birliÄi içinde gibi görünmektedirler. Ancak, düÅlerin Åu ya da bu kaynaÄına öncelik verilmesinde ve de düÅlerin üretilmesindeki etmenler olarak onlara verdikleri önemin sıralanmasında görüÅler büyük ölçüde farklılaÅmaktadır.
DüÅlerin Uyaranları Ve Kaynakları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder