Visseral aÄrı, ciltteki nosiseptörlere göre daha az nosiseptör içeren iç organlardan (vissera) kaynaklanır. Uyarılar otonom sisteme ait afferent yollarla taÅınır. Kolon, rektum ve mesaneden kalkan uyarılar, sakral parasempatik sinirler; farenks, trakea ve özofagusun üst kısmından kalkan uyarılar ise n. glosso-faringeus ile n. vagus tarafından iletilir. DiÄer visseral organların duyu sinirleri ise sempatik sinirler aracılıÄı ile medulla spinalise taÅınırlar.
Visseral aÄrı, torasik ya da abdominal iç organların doku hasarı, spesifik infiltrasyon, kompresyon, distansiyon veya dilatasyonu ile birliktedir. Visseral aÄrı yaygın, sızlama, kesin lokalize edilemeyen ve sıklıkla da yansıyan özelliktedir. Kan basıncı ile nabız sayısında düÅme, kas rijiditesi ve hiperestezi ile birlikte görülür. Ä°natçı tipteki aÄrı, visseranın cerrahi olarak çıkarılması ile de her zaman sonuçlandırılamaz.
BilindiÄi gibi aÄrıyı algılayan reseptörler; kimyasal, mekanik veya termal uyarılarla aktive olurlar. Visserler en fazla mekanik uyarılara duyarlıdırlar. Sinir uçlarında bulunan veziküllerdeki reseptör substratı uyarı gelince serbestleÅir ve reseptörle etkileÅime girince sinirde depolarizasyona yol açar Bu aktivite sinir terminali çevresindeki spesifik hidrolitik enzim tarafından sonlandırılır. Dokunun karÅılaÅtıÄı ciddi bir travmada hidrolitik enzim hasara uÄrayabilir. Bu da uzun süreli sinir hücresi depolarizasyonuna yani inatçı aÄrıya yol açabilir. Normal koÅullarda visseral aÄrıyı baÅlatmak için yeterli olan tek bir uyarı (ki genel olarak visserler en çok mekanik uyarılara duyarlıdır), organın gerilim, distansiyon veya kontraksiyonu ile oluÅan intravisseral basınç tarafından baÅlatılabilir.
Batında aÄrı A ve C lifleri ile iletilmektedir. A lifleri, kas ve derideki keskin, lokalize aÄrıları iletirlerken, C lifleri vissera, kas ve peritondaki lokalize edilemeyen kaba aÄrıyı iletmektedir. Paryetal aÄrı impulsları C lifleri ile taÅınır, T6âL1 dermatomlarına yansır, visseral aÄrıya göre daha lokalize ve yoÄun hissedilir.
Bu aÄrılı uyarıların modülasyonu hem periferik hem de serebral kaynaklardan gelen girdilerle yapılmaktadır.
AÄrılı uyaranları taÅıyan periferik liflerin hücre cismi (aÄrı yolunun 1. nöronu) arka kök gangliyonunda yer alır. Buradan kalkan lifler spinal korda girer ve substantia gelatinozaâda(SG) arka boynuz hücreleri ile sinaps yapar(2. nöron). SG da ayrıca, enkefalinerjik ara nöronlar bulunmaktadır. Bunlar hem presinaptik inhibisyon hem de post sinaptik inhibisyon yoluyla 1. nörondan 2. nörona aÄrılı impuls geçiÅini baskı altında tutarlar. Ä°kinci nöronun aksiyonları orta hattı geçerek, karÅı tarafta spinotalamik trakt ve spino-retikülo-diensefalik trakt olmak üzere iki kolon oluÅtururlar. Spinotalamik yolda yukarı çıkar, beyin sapından geçerken mezensefalon hizasında periakuaduktal gri maddeye dallar verir ve talamusun posterolateral çekirdeÄinde sonlanır (3. nöron). Ãzetle; spinal kordun dorsal boynuzunda, visserlerden gelen (1. nöron) afferent liflerle sinaps yapan nöronlar(2. nöron) karÅı tarafa geçip spinotalamik yolla talamusa ulaÅırlar ve üçüncü nöron ile serebral kortekse duyuyu taÅırlar. Vücudun her iki yarısından gelen aÄrı impulsları postsentral girusun korteksine ulaÅır ve duyu ilk defa aÄrı olarak burada algılanır(3). Ãocuklarda inhibitör mekanizmaların tam olarak geliÅmemesi nedeni ile nosisepsiyon inhibisyonunun olmaması aÄrı algılanmasında önemli rol oynamaktadır(4). DiÄer taraftan, serebral korteksde oluÅan olaylar, örneÄin anksiyete ve spinal korddaki lokal etkenlerin aÄrı eÅiÄini veya algılanmasını etkileyebildiÄi tezi, aÄrının oluÅumunu açıklamada bir yol gibi görülmektedir.
Visseral aÄrı nedenleri. Visseral kaynaklı inatçı aÄrı, ciltteki aÄrının neden olduÄundan daha çok klinik sorunlara neden olmaktadır. Bu aÄrının deÄerlendirilebilmesi için visseral aÄrının tanımlanabilmesi gerekmektedir. Bu amaçla visseral aÄrı mekanizması üzerine yapılan deneysel çalıÅmalarda, kütanöz uyarılabilirlikle ilgili çalıÅmalardan yararlanılmaktadır. AÄrı ve hiperaljeziyi açıklayan nöral mekanizmalar ve bu yönde oluÅturulan konseptlere dayanarak karar vermeye çalıÅılmasına karÅılık, somatik ve visseral yapıların aÄrı duyarlılıÄı ve yanıtlarını aynı bakıŠaçısı ile deÄerlendirmek olası deÄildir. ÃrneÄin, cilde dıÅtan uygulanarak yapılan aÄrı çalıÅmalarında koruyucu refleks yanıtlar alınabilmesine karÅılık, visseranın yanıtını alabilmek için gerekli, dıÅta kolaylıkla uygulanabilen çalıÅmaların vücut visserasına uygulanmasında güçlükler bulunmaktadır. Bazı durumlarda, örneÄin barsak spazmı veya üreterik geçiÅte aÄrının koruyucu özelliÄi; âkoruyucu reflekslerâ ya da etkili ölçümler ile birlikteliÄinin pek açık olamayıÅı gibi nedenlerle, daha az deÄerlendirilebilmektedir. DiÄer bir sorun nosiseptif afferentlerin kavramı ile ilgilidir. Bunun yanında Sherington, sadece zararlı uyarılar ya da doku hasarına neden olan uyarılar ile aktive olan özel yapılı reseptörlerin varlıÄını ileri sürmektedir. Zararlı uyarılar konseptini visseraya uygulamak çok zordur; doku hasarına neden olan, örneÄin içi boÅ visseral organ perforasyonları ve neoplastik geliÅim her zaman aÄrılı olmadıÄı gibi, aÄrılı uyaranlarda her zaman doku hasarına neden olmamaktadırlar. Sonuç olarak bu iki dokuda (kütanöz ve vissera) aÄrı mekanizmalarının farklı olduÄu sonucuna varılmaktadır(5).
Nedenler. Elektriksel uyarı, kimyasal irritanlar, termal ve mekanik uyarılar saÄlıklı normal kiÅide cilde uygulandıÄında aÄrı meydana getirirler. Eklem ve kas gibi somatik dokular benzer Åekilde doÄrudan uyarılmaya duyarlıdırlar. Kasa uygulanan güçlü bir mekanik bası ya da bir eklemin distorsiyonu aÄrı meydana getirmektedir. Ä°rritan kimyasal maddelerin kas ve ekleme injeksiyonu da aÄrıyı baÅlatır. Cilde uygulanan uyarının Åiddeti artırıldıkça aÄrı daha da lokalize olmaktadır. Somatik dokularda duyarlılıÄın bu Åekilde olmasına karÅılık, visseral dokuların duyarlılıÄında derinleÅtikçe artan farklılaÅma görülmektedir. AkciÄer, böbrek ve karaciÄer gibi bazı organların malignitelerinde, büyümeyle birlikte büyük çaplı harabiyete uÄrasalar da, aÄrının artmadıÄı görülmektedir.
Buna karÅılık visseral yapıların duyarlı oldukları diÄer bazı uyarılar da vardır. Distansiyon bunlardan biri olup, içi boÅ kas yapıdaki organlarda, özöfagustan rektuma kadar olan gastrointestinal sistemde, böbrek pelvisinden mesaneye kadar olan üriner sistemde aÄrı meydana getirir. Ancak aÄrının Åiddeti saÄlıklı kiÅilerde daha düÅük düzeyde kalmaktadır. Düz kasta aktif kontraksiyon, örneÄin bir obstrüksiyon da aÄrı meydana getirmektedir, bu aÄrı gebelik aÄrısında olduÄu gibi dalga Åeklinde oluÅur.
Visseral aÄrı için baÅka bir etkili uyarı ise iskemidir. Ä°skemi nedeni ile sinir uçları etrafında ortaya çıkan doku metabolitleri aÄrıya neden olur. Ä°kinci bir olasılıkta koroner oklüzyon ile arterlerin spazmına baÄlı olan mekanik etkilerdir. En güzel örnek iskemik kalp hastalıÄıdır. Benzer Åekilde, diÄer visseral dokularda da iskemi aÄrıya neden olur. Ä°skemi olduÄunda, saniyelerle ölçülebilecek kadar çok kısa bir sürede aÄrıların arttıÄı görülür. Fakat sıklıkla aÄrının artmasına neden olan uyarının önemli komponenti iskemik dokuda oluÅan kimyasallardır. Ä°nsan visseral dokusuna, algojenik kimyasal uygulandıÄında aÄrı meydana gelir. Bu konuda etkileri en iyi araÅtırılmıŠve doÄal olarak ortaya çıkan ajan olan bradikinin, saÄlıklı gönüllülerin abdominal kavitesine infüze edildiÄinde aÄrı meydana geldiÄi görülmüÅtür. Her ne kadar tam olarak saptanamamıÅsa da, bradikinin normal olarak kalpte de algojenik olmalıdır. DiÄer irritanlar bazı visseralarda, örneÄin mesanede, aÄrı oluÅturabilirler.
Enflamasyon kaynaklı aÄrının oluÅ mekanizması henüz net olarak açıklıÄa kavuÅmamasına karÅılık, enflamasyon, visseral eÅiÄi azaltarak aÄrı algılanmasını kolaylaÅtırır. Klinik öneme haiz olarak iltihabi durumlarda visseral aÄrı tetiklenebilir. Ãriner sistemde iltihap bol olduÄunda aÄrılı olabilmektedir. ÃrneÄin sistitte, mesane boÅalırken aÄrı meydana gelmektedir.
Somatik dokularda uyarının uygulandıÄı bölge geniÅledikçe, ortaya çıkan aÄrıda, aÄrı eÅiÄinde azalma görülmeden, hafif bir artıŠgörülür. Buna karÅılık, visseral bölgede aÄrı oluÅturan eÅik basınçlarını tahmin etmek, özellikle içi boÅ visseralarda dokuya zarar vermeyen ÅiÅme basınçları söz konusu olması nedeniyle, genellikle zordur. Ayrıca aÄrıya neden olacak basıncın eÅiÄinin tahmin edilmesinde, uyarılan dokunun alanı, kritik öneme sahip olması nedeni ile, etkili rol oynar. Cilttekinin aksine, aÄrı için eÅik deÄer azalabilir.
Lokalizasyon. Somatik aÄrılar genel olarak lokalizedir. Visseral aÄrının lokalizasyonunda ise iki konum bildirilmektedir. Bu lokalizasyonlardan birisi visseral aÄrının, vücudun daha derinlerinde algılanmasıdır ki bu tipi gerçek visseral aÄrı (splanknik aÄrı) olarak isimlendirilir ve genellikle vücudun ön ya da arka orta hatta algılanılır. Miyokard enfarktüsünde, baÅlangıçta hissedilen aÄrı örnek olarak gösterilebilir. Bir diÄeri baÅlangıçta orta hatta hissedilen apandisit aÄrısıdır. âGerçekâ visseral aÄrı genellikle lokalize aÄrıdan daha Åiddetli (stimulus olduÄunda daha geniÅ bir alanda algılanılır) ve daha diffüz sınırlara sahiptir. ÃoÄunlukla da hastalıÄın baÅlangıcında ve bulantı hissi ile birliktedir. Otonomik ve motor refleksler derin aÄrı ile birlikte olup sıklıkla aÅırı ve uzamıÅtır.
Visseral aÄrının diÄer bir lokalizasyonu ise yansıyan aÄrı olarak tanımlanan aÄrı yerleÅimidir. Cildin uyarılması ile ortaya çıkan aÄrının aksine, visseral aÄrıların çoÄu bulunduÄu yerden uzakta lokalizedir. Bu fenomene yansıyan aÄrı adı verilmektedir. Visseradan gelen afferentler, vissera ile uyuÅan dermatomların kutanöz yapılarından gelen afferentlerle birlikte dorsal boynuza girerler. Sinir impulslarının bu iki kaynaÄı sinaptik kavÅakta iç içe geçerek yansıyan aÄrı (referred pain) fenomenini oluÅtururlar. Visseral yapılardan gelen giriÅ (input) arttıÄı zaman, visseral ve kutanöz yapılar arasında inputlarını paylaÅtıran lifler tarafından daha fazla uyarı alınır. Sonuç olarak bu input beyin tarafından kutanöz yapılar tarafından oluÅturulmuÅ olarak algılanır(6). AÄrının yansıdıÄı bölge, etkilenen vissera ile ayni spinal sinirlerden innerve olan adale, cilt ya da her ikisi olup, genellikle segmental ve yüzeyseldir. Bu duruma klasik örnek olarak myokard infarktüsü(MI) sonrasında kısa sürede geliÅen aÄrı gösterilebilir. Ä°lk aÄrı, göÄüste derinliklerde hissedilirken dakikalar içinde çoÄunlukla pariyetal yapılara yönelir. AÄrının belirli bir lokalizasyonu olmamasına karÅılık genellikle göÄüste ve sol kolda hissedilir. Bazı hastalarda söz edilen aÄrı daha da yüzeyselleÅerek kütanöz yapıları kapsar.
Hiperaljezi, yansıyan aÄrının (kasa ve cilde yansıyan aÄrıda da) önemli bir özelliÄi olup, duyarlılık dakikalar hatta saatler gerekecek Åekilde yavaÅtır.
Güçlü uyarı ve cildin duyarlılıÄında ortaya çıkan deÄiÅiklikler ile zararsız uyarının aÄrı oluÅturabilir hale gelmesine ve zararlı uyarının, normal dokuda beklenenden daha çok aÄrı oluÅturmasına âprimer hiperaljezi â denir. Hiperaljezi, primer duyusal nosiseptörlerin bir kısmının duyarlılaÅmasından meydana gelmektedir. Cilt hasarın olduÄu alanda bazen hassasiyet çok artar. Bu duruma âsekonder hiperaljeziâ adı verilir
Visseral yapının duyarlılıÄındaki deÄiÅiklikleri gözleme olanaÄı çok kısıtlı olmasına karÅılık, özellikle inflamatuvar durumlarda visseral yapılarda hiperaljezi oluÅtuÄu bildirilmektedir. Apendiks, ancak inflamasyonunda, doÄrudan mekanik olarak aÄrıya neden olmaktadır. Ãreter, böbrek, over, mide ve özofagus ile ilgili örnekler vardır. Gastrik fistülü bulunan hastanın, saÄlıklı iken barsak mukozasının sıkıÅtırılmasında aÄrı duymamasına karÅılık, aynı uyarı mukoza inflame iken yapılırsa aÄrı duyduÄu bildirilmiÅtir.. Ä°nflame visseranın artmıŠduyarlılıÄı ile ilgili çalıÅmalar azdır, fakat ayni bilgiler non-kardiyak göÄüs aÄrısı ve irritabl barsak sendromlu hastalar için de bulunmaktadır. Visseral dokunun deÄiÅen uyarılabilirliÄi inflamasyon gibi patolojik durumlarda yeni nörofizyolojik durumlara geçiÅ göstermektedir.
Visseral AÄrılar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder