Sinir sisteminin ana iÅini yürüten hücreler, nöron (=sinir hücresi) denen özel hücrelerdir. Bu hücreler, istisnaları olmak üzere, bir gövde, aÄaç gibi yan dallar (dendritler) ve bir de, bazen dallanabilen ve hücrenin âkararlarınıâ diÄerlerine ileten, tek bir uzantı (akson)dan oluÅurlar. Nöronlar, görevleri ve bulundukları yerlere göre çok deÄiÅik Åekil ve kimyasal içerik farkları gösterirler. Hücrenin gövde kısmında bulunan çekirdek, hücrenin temel iÅlevlerini belirleyen ve DNA molekülü üzerinde kodlanmıŠhalde bulunan genetik bilgiyi içerir. DNA üzerindeki bilgi, hücrenin bulunduÄu ortama, ortamdaki deÄiÅimlere ve hücrenin iç çevresine baÄlı olarak deÅifre edilerek, hücre içi olayların meydana gelmesini saÄlar. Bu Åifre, bir insanın tüm hücrelerinde aynı olmasına raÄmen, farklı hücrelerde farklı kısımları kullanılarak, hücrelerin farklı yapı ve iÅlev sahibi olmasını mümkün kılar. Ãekirdekteki DNA molekülünden ihtiyaç anında çıkan bilgi, ribozom ve endoplazmik retikulum dediÄimiz hücre içi organcıklarda, hücrenin iÅlevlerini düzenleyen proteinler haline çevrilir. Bu proteinler de, hücre içi olayları etkileyerek, hücrenin fonksiyonunu etkilerler.
Sinir hücreleri aynı zamanda birbirleri ile iliÅki halindedirler. Bu sıkı iliÅki, sinirsel iÅlevin temelini oluÅturan bilgi akıÅını saÄlar. Hücreler arası bu bilgi geçiÅ noktalarına SÄ°NAPS adı veriyoruz. Sinapslar, deÄiÅik tip ve özelliklerde olmalarına karÅın, hemen hepsi bilginin iletimi iÅlevinden sorumludur. Kısacası, nöronlar kendi aralarında baÄlantılar kurarak, elektrik devrelerine benzer yollarla iletiÅim saÄlayıp, beyin fonksiyonlarının ortaya çıkmasını saÄlayan ana elemanlardır. Elbette ki, bu elektriksel devre sistemi, herhangi bir insanın hatta bir sinir bilimcinin hayal edebileceÄi karmaÅıklıÄın çok çok ötesinde bir karmaÅıklıÄa sahiptir.
Genel olarak, bir sinir hücresi, gövde ve dendrit dediÄimiz gövde dalları aracılıÄıyla veriler âalırâ. Bu veriler, hücre içindeki genel duruma ve gelen tüm verilerin toplam etkisine göre, akson dediÄimiz, o tek, uzun ve ince uzantı vasıtasıyla, diÄer bir hücreye aktarılır. Yani, nöron gövdesini ve gövdenin dallarını minik bir santral, aksonu ise, bilgiyi götüren bir telgraf teli gibi düÅünebiliriz. Daha sonra, aksonla gönderilen bu bilgi, o aksonun dalları aracılıÄıyla bir veya binlerce sinir hücresine (veya kas ve salgı bezi hücreleri gibi diÄer hücrelere) ulaÅtırılır ve bu hücreler, yine aynı mekanizma ile bu uyarının gerektirdiÄi iÅi yaparlar. Åimdi bu mekanizmayı biraz hayal etmeye çalıÅın ve ardından, sadece beyin kabuÄu dediÄimiz kısımda bulunan 4-5 milyar sinir hücresinin, birbirleriyle yapabilecekleri baÄlantıların sayısını hesap edin. Sinir sisteminde sadece sinir hücreleri bulunmaz. Bunların yanında, kütle olarak merkezi sinir sisteminin yarısını oluÅturan ve sayıca da yaklaÅık sinir hücrelerinin on katı kadar sayıda bulunan yardımcı hücreler vardır. Bu hücrelere glia (= glue, yapıÅtırıcı) hücreleri diyoruz. ÃeÅitli tipleri olmasına karÅılık, genel iÅlevleri, sinir hücrelerinin ve sinir sisteminin fonksiyonunu sürdürmesine yardımcı olmaktır. Bunlarsız bir sinir sistemi, hayatta kalamaz. ÃrneÄin Astrosit (yıldızsı hücre) dediÄimiz glia hücreleri, sinir hücrelerinin beslenmesine ve kimyasal iÅlemlerine yardım eder. Oligodendrosit (az uzantılı hücre) denen hücreler de, merkezi sinir sistemi içinde, yan yana ve sıkı bir dizilim içinde seyreden aksonları, yani sinirlerin elektrik kablolarını, birbirlerinden izole eden, miyelin kılıf dediÄimiz bir kılıf oluÅturur. Bu kılıflar, sinir tellerinin her birinin etrafını sararlar ve onların elektriksel olarak izole edilmesini saÄlamanın yanında, elektrik iletkenliÄini de artırırlar. Bir baÅka glia hücresi olan mikroglia (küçük glia), en küçük glia hücrelerindendir fakat, görevi, sinir sistemini yabancı madde ve mikroorganizmalara karÅı korumaktır. Bu hücreler, fagositoz (=hücrenin yemesi) yapar, yani, yabancı maddeleri yiyerek yok ederler.
Sinir Sisteminin İnce Yapısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder