27 Eylül 2013 Cuma

Hastalığın Gidişi Ve Klinik Biçimleri

Şeker hastalığının gidişi hastalığın ağırlığı ve süresi açısından çok değişkendir; sinsi başlayan ve zamanında fark edilmeyen hastalığın kesin olarak saptanması güçtür. Tedavide insülinin kullanılması metabolizmadaki bozuklukları belirgin ölçüde iyileştirmiş, asidoz (kanda asillik düzeyinin yükselmesi) tehlikesini azaltmış, böylece yaşam süresini önemli ölçüde uzatmıştır.


Gidişin özellikleri farklı etkenlerle bağlantılıdır; bunların çoğu bilinmemektedir ve yapısal olduğu düşünülmektedir. Bilinen etkenler ya da hastalığın ortaya çıkışma göre çeşitli tipler belirlenmiştir; genç tipi şeker, erişkin tipi şeker, basit şeker, gizli şeker gibi. Bu sınıflandırma yalnız klinikte genç tipi ve erişkin tipi arasıdaki farkın ve şeker hastalığının düzeylerinin belirlenmesi açısından önem taşır.

Genç tipi şeker hastalığı- Ani başlar ve hızla ilerler; halsizlik, polidipsi (aşırı su içme), polifaji (aşırı iştah) ve poliüri (idrar miktarında artma), yüksek düzeyde glikozüri (idrarda şeker), negatif azot dengesi, düşük tansiyon, gitgide zayıflama, cinsel güçte azalma, iş kapasitesinde düşme, ağızda aseton kokuşu ve ketonüri (idrarda keton cisimciklerinin çıkması) görülür; hastada asidoz eğiliminin yanı sıra şeker koması tehlikesi de vardır.Bu belirtiler süreklidir ve hastanın genel durumunun gün geçtikçe kötüleşmesine neden olur; bu gidişi yalnız insülin tedavisi durdurabilir. Tabloya sıklıkla akciğer veremi eklenebilir ve genel durum daha da bozulur.


Bunlara karşın genç tipi şeker hastalığı zaman zaman iyi gidişli de olabilir. Bu olgularda enerji ve kilo kaybı yoktur; hasta uygun perhiz ve başta insülin olmak üzere ilaç tedavisiyle iyileşebilir.


Erişkin tipli şeker hastalığı- Başlangıcı çok sinsidir; tipik belirtiler çok geç ortaya çıkabilir.Poliüri ve polidipsi uzun süre hafif derecede olabilir; genellikle şişmanlarda kilo kaybı fark edilmeyebilir.


Bunun gibi, güç kaybı ve iş direncinde azalma da herhangi bir yakınmaya yol açmayabilir. Yaşlılarda cinsel güç ve libidonun azalması, yaşlılık öncesindeki gene düşkünlüğün ilk belirtilerine benzeyebilir. Bu tabloyla birlikte, ateroskleroz (damar sertliği) ve yüksek tansiyon gibi damar hastalıkları ile ürisemi (kanda ürik asit artışı), gut ve eklem lezyonları gibi metabolizma bozuklukları da görülebilir. Sıklıkla orta yaş ve üstünde görülen bu rahatsızlıklar genellikle şeker hastalığını maskeler. Pek çok hastada şeker hastalığı başka bir amaçla yapılan idrar tahlilinde glikozüri saptandığında ortaya çıkmıştır.


Hastalığın gidişi genellikle ılımlıdır;ketonüri (idrarda keton cisimciklerinin çıkması) hiç görülmez ya da ender olarak çok geç evrede görülür. Kandaki şeker düzeyi genç tipi şeker hastalığına oranla çok yükselebilir. Kilo kaybı çok yavaştır, hastalık zaman zaman duraklar. Erişkin tipte hastalığın gidişi, ender de olsa, bir anda değişebilir; kimi zaman da ilk günden başlayarak asidoz hızla ilerleyerek komaya doğru gider. Sıklıkla başparmakta kangren görülebilir. İki tip şeker hastalığı arasındaki sabit sınırlar yoktur, hastalığın birçok ara biçimi vardır.


Şeker hastalığıyla birlikte görülen hastalıklar ve komplikasyonların çok çeşitli olması karmaşık klinik tabloların ortaya çıkmasına yol açar. Örneğin, şeker hastalığının kendine özgü belirtilerine kalp-damar (yüksek tansiyon), böbrek, karaciğer, mide-bağırsak ya da sinir sistemi hastalıklannın belirtileri eklenebilir. Şeker hastalarında ortaya çıkan enfeksiyon hastalıkları da daha ağır gidişli olduğundan ve asidozun ortaya çıkmasını kolaylaştırdığından tehlikeli durumlar yaratabilir. Şeker hastalığının gidişi, uygulanan tedaviden ve hastanın beslenmesinden büyük ölçüde etkilenir.



Hastalığın Gidişi Ve Klinik Biçimleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder