28 Mayıs 2013 Salı

Kanserli Hücreler Neden Sürekli Bölünürler

KANSER Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlere verilen genel addır.


Kanser, genellikle kontrolden çıkan hücrelerin sürekli çoğalmalarıdır.


Kanserler, malignant (kötü huylu) tümörlerdir; yani benign (iyi huylu) tümörlerin aksine başka dokulara sızma ve yayılma (metastaz) özelliği gösterir.


Kanserli hücreler neden sürekli bölünürler?


Kültürde, normal hücreler komşu hücrelere yapışarak ilişkilerini devam ettirirler. Bu yapışma (adhezyon) noktalarında hücrelerde elektronca yoğun bir plak oluşur. Bununla birlikte, hücrelerin ameboid uzantılarında yavaşlama ve durma görülür. Bu olaya kontak inhibisyon denir. Bu şekilde, hücre bölünmesi kontrol edilir. Deneysel olarak, normal hücreler bir kültür ortamında kendilerine sağlanan ortam şartları ne kadar iyi olursa olsun kontak inhibisyon nedeniyle tek tabaka oluşturduktan sonra daha fazla çoğalmazlar. Çünkü, bölünme sınırlı sayıda olur. Fakat, kanser hücreleri sürekli çoğalarak birkaç tabakalı düzensiz kitleler oluştururlar. Bu da kanser hücrelerinde kontak inhibisyon kaybı olduğunu göstermektedir.


Kanser nasıl oluşur?


Kanserlerin yaklaşık %80-90’ı çevresel ve/veya davranış faktörleri tarafından meydana gelir ve önlenebilme potansiyeli vardır. Kalıtım yoluyla kanser meydana gelme olasılığı çevresel faktörlere oranla çok daha azdır.


x-ışınları, uv (ültraviyole-morötesi) ışınları gibi fiziksel ve bazı ilaçlar, polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi kimyasal faktörlerin yanında virüsler de biyolojik olarak normal karaktere sahip bir hücre kültürünü transforme ederek kanser oluşturabilirler.


Kimyasal karsinojenler, tümörü ya uygulandığı yerde (örn: cilt) veya absorbe edildiği yerde (örn: bağırsak) ya da metabolizmanın durumuna göre karaciğer, böbrek gibi organlarda, bazen de direkt olarak alakası olmayan bir yerde meydana getirirler. Fakat, karsinojene maruz kalma kanser oluşturmak için tek başına bir sebep değildir. Karsinojenler ancak uygun yer ve zamanda kanser oluşturabilirler.


Sayabileceğimiz bazı kimyasal karsinojenler şunlardır:


¨ Hidrokarbonlar: baca temizleyicileri, boya endüstrisinde kullanılan maddeler


¨ Aflatoksin ( küf mantarı tarafından sentezlenir)


¨ Nikel, krom


¨ Sigara (nikotin, tar)


¨ Yiyecek katkıları


¨ Birçok ilaçlar


¨ Parfümlerde kullanılan bazı kimyasallar


Fiziksel faktörlerin, kanserojen kimyasal maddelerin veya onkojenik (kansere neden olan) virüslerin konak hücre genomu ile etkileşimleri sonucu hücreler değişmekte ve farklı antijenite kazanmaktadır. Bir normal hücrenin kontrolden çıkarak hızla bölünmesiyle oluşan kanserli hücrede birçok anormal doku antijeni belirmektedir. Tümör hücrelerinde yeni yeni antijenler oluşmakta ve normal antijenlerin kaybına veya değişikliğine neden olabilmektedir. Erken fötal dönemde, normalde bulunan protoonkogenlerin ( kansere sebep olabilme potansiyeli olan gen) farklılaşmasıyla anormal genler oluşmakta ve bunlara selüler onkogenler adı verilmektedir.


İmmün sistem (bağışıklık sistemi) ve kanser oluşumu arasındaki ilişki


Bağışıklık sistemi yabancı doku antijenlerini kolayca tanıyabilir ancak, tümör dokusunu organizmadan kolayca atamaz. İnsanda bir saniyede bir milyara yakın hücre çoğalması olmakta ve somatik olarak bunların birkaçı, günde yüzlercesi mutasyonla farklı hücreler oluşturmaktadır. Bu farklı hücrelerin temizlenmesinde hücresel immün cevap mekanizması rol oynamaktadır. Buna, immün sistemin kansere karşı “immün denetimi” denmektedir. İmmün sistem, tümör oluşumunu denetlemekte, aynı zamanda tümör hücresi ve antijenlerine karşı immün cevap çıkarmaktadır. Hücresel immün cevap baskılandığı zaman kanser oluşumu artmaktadır.


Yenidoğan ve yaşlılık dönemlerinde immün cevap mekanizması zayıflamaktadır. Yaşlılarda prostat kanseri, çocuklarda nöroblastoma sık görülmektedir. İmmün sistemi baskılayıcı ilaç kullananlarda tümör oluşumu riski artmaktadır. İmmün sistem bozukluğu olan hastalarda da bazı kanser tipleri gelişebilmektedir.


Kanser neden öldürür?


Kanser hastalarının çoğu, kalp hastalığı veya başka enfeksiyonlar gibi kanserle ilgisi olmayan nedenlerden dolayı ölür. Tümörün bulunduğu bölge ve tümörün yayıldığı bölgenin büyüklüğü ölümü direkt veya indirekt olarak etkileyen nedenlerdir. Ölümün temel nedeni, beyin, akciğer, karaciğer gibi hayati önemi büyük olan organlarda tümör oluşması veya tümörün bu organlara yayılmasıdır.


Kanser teşhis eden köpekler


Son olarak, kanseri teşhis edebilmek için günümüzde kullanılagelen metodlara alternatif olabilecek yeni bir araştırmadan bahsetmek ilginç olacaktır sanırım.


Schnauzer türü köpek, derideki ben kanserlerini (melanoma) tanı yapılmadan önce, koklayarak teşhis edebilmektedir.


Bazı hastalarda melanoma kolay gözükmeyecek bir yerde olabilir. Melanomaların %20’si bu nedenle teşhis edilememektedir. Florida’lı eski polis köpekleri terbiyecisi Duane Pickel, bir kanser uzmanının da yardımıyla, bu köpeği hemen hemen hiç yanılmadan melanoma tanır hale getirmiştir. Tıp kitaplarına “Köpekle Tanı” diye bir bölüm eklenecek mi dersiniz?


Biyolog yildirim cetin


Aşama 1
Vücudumuzda yaklaşık 30 trilyon hücre var. Bunlar komşularıyla sürekli iletişim halindeler. Birbirlerine moleküler sinyaller gönderiyorlar. Böylece hücrelerin gelişmesi, çoğalması ve ölümü kontrol altında tutuluyor. Ama bir gün bir hücredeki genlerden biri hasar görüyor. Bunun bir çok nedeni olabilir. Ultra viyole ışığa maruz kalmak, çevrede bulunan kimyasal maddeler veya metabolizmanın kendisinden kaynaklanan nedenler söz konusu olabilir. Ancak bu durum henüz kanserin başladığı anlamına gelmez.
Aşama 2
Denge bozulmuştur artık Hücrelerin normal bir şekilde büyümesi giderek zorlaşır. Hataları gideren proteinleri üreten genler görevlerini yapamadığı için hasarlı gene sahip hatalı DNA kopyalanmaya başlar. Hücre bölünmesini ve çoğalmasını denetim altında tutan genler faaliyetlerini durdurur. Buna karşılık hücre çoğalmasını sağlayan genler durmaları gerektiğinde durmazlar. Olay artık kontrolden çıkmaya başlamıştır.


Aşama 3
Artık hücreler kanserlidir. Her türlü kontrolden kurtulmuş olarak bölünür ve çoğalırlar. Komşularıyla ilişkilerini azaltırlar. Normal hücrelerin alanını işgal etmeye başlarlar.


Aşama 4
Kanserli hücreler bazı kimyasal maddeler salgılar. Bunun sonucunda çevrelerinde yeni kan damarları oluşur. Artık istikrarlı bir şekilde beslenebilmektedirler. Tümörün büyümesinin önünde hiçbir sınır kalmamıştır.


Aşama 5
Metastaz denilen süreç başlar. Tümörden kopan bazı parçalar dolaşım sistemi içinde seyahat ederek vücudun değişik bölümlerine ulaşır ve oralarda yerleşirler. Farklı bölgelerde yeni tümörler oluşur.


biyolog yildirim cetin



Kanserli Hücreler Neden Sürekli Bölünürler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder