28 Mayıs 2013 Salı

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarda Önlem Alma

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar yalnız ‘diğer’ insanların hastalığı değildir. Böyle düşünürsek, yakalanma ihtimalimiz daha da artar. Bu hastalıklar kadın ve erkekleri, doğacak çocuklarını ve yakın çevrelerini etkiler. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan uzak durmak için bu hastalıkların neler olduğunu, nasıl korunulacağını ve belirtilerini bilmek gereklidir.


Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kadınlara erkeklerden daha fazla etki yapar. Bu hastalıkların çoğu tedavi edilebilir. Tedavi edilmediklerinde ise, kısırlıktan ölüme dek pek çok olumsuz sonuca yol açabilirler. Anne karnındaki bebekler ya da yeni doğmuş çocuklar için de tehlike oluştururlar.


Cinsel yolla bulaşan hastalıklar nelerdir?


Sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklar :


Gonore (Bel soğukluğu) :


Erkeklerde sık ve yanmalı idrar yapma ve akıntı; kadınlarda akıntı, adet düzensizliği, sık ve yanmalı idrara çıkma belirtileriyle tanınır.


Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en sık rastlanılanıdır. Karın içi iltihaplarına, kısırlığa ve üreme organlarında apselere neden olur. Gebe kadında, doğum kanalından bebeğe bulaşabilir. Yeni doğan bebekte körlük, zatürre gibi hastalıklara yol açar. Hastalık bulaştıktan 2-3 hafta sonra belirtiler başlar. Tedavisi kolay bir hastalıktır.


Sifiliz (Frengi) :


Bütün vücudu etkileyen bir hastalıktır. Erken fark edildiğinde tedavi edilebilir. Annede varsa bebeğe de geçebilir. Hastalığı yapan etkenin vücuda giriş yerinde şişkin ve ağrsız bir yara ile kendini belli eder. Tedavi edilmeyip ilerlerse,sinir sistemine zarar vererek körlüğe ya da sağırlığa yol açar. Kalp kasına zarar vererek kalp hastalıklarına neden olur. Vücudun çeşitli yerlerinde tümör oluşumuna ve ölüme neden olabilir.


Şankroid (Yumuşak Çıban) :


Üreme organlarında ağrılı yaralarla kendini belli eder. Genellikle yaraya yakın kasıkta oluşan şişlikler zamanla büyür ve içindeki iltihap akar. Tedavisi kolaydır.


Klamidya :


Kadınlarda sarı köpüklü bir akıntı ile kendini belli eder. Erkeklerde yanmalı idrara çıkma ve sarı akıntı ile belli olur. Kadınlarda karın içinde yaygın iltihaplanmalara yol açar. Bu durum kısırlığa, üreme organlarında apselere neden olur. Gebe kadınlarda yüksek ateş, düşük ve ölü doğuma yol açar. Doğum sırasında bebek, annenin doğum kanalından mikrobu alabilir ve akciğerlerinde ya da gözlerinde iltihaplar oluşabilir. Tedavisi kolaydır.


Trichomonas :


Yeşil ve kötü kokulu bir akıntı ile belli olan bir hastalıktır. Kadında tüplerde iltihaplanmaya neden olarak geçici kısırlığa yol açabilir. Tedavisi kolaydır.


Herpes (Genital uçuk) :


Üreme organlarında kaşıntılı ve ağrılı, uçuk şeklinde sivilceler görülür ve bunlar çok ağrılı yaralara dönüşür. Kendiliğinden iyileşir, ancak tekrarlar. Tedavisi zordur. İdrar yollarında hastalıklara, menenjite, kadınlarda rahim ağzı kanseri ve düşüklere neden olur. Bebek doğarken, doğum kanalından hastalığı alabilir. Gözleri, deriyi ve sinir sistemini etkiler, bebek ölümüne yol açabilir.


Üreme organı siğilleri ve deri kabarıklıkları :


Dış üreme organlarında, haznede, makat ve idrar kanalının dışa yakın kısımlarında görülen, ağrısız, karnıbahar görünümünde et kümeleri belirtisi taşır. Tedavisi mümkün, ancak zordur. Tedavisi edilmezse kümeler büyüyerek çevre organlara zarar verir. Doğum yolunu, idrar kanalını, makatı tıkayabilir. Doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabilir ve bebeğin solunum yolunda siğiller oluşarak solunum sıkıntısına yol açabilir.


Hepatit – B


Su ve besinlerle bulaşan sarılık tipleri olduğu gibi kan ürünleriyle ve cinsel temasla geçen sarılık türleri de vardır. Hepatit B bunlardan biridir. Karaciğerde büyüme ve hassaslık, idrar renginde koyulaşma ve sarılık, ateş, kusma gibi belirtileri vardır. Hastalığın salgın olduğu yerlerde aşı yapılabilir. Karaciğer iltihabı,siroz, karaciğerde kanser ve ölüme neden olabilir. Kesin tedavisi yoktur. Vücudu güçlendirici tedavi, hastalığın zararını azaltır.


HIV-AİDS :


Cinsel yolla bulaşan virüslerden biridir. HIV taşıyan kanla veya kana temas etmiş araçlar yoluyla da bir insandan diğerine geçebilir. Anneden bebeğe, hamilelik döneminde, doğum sırasında ya da sütle bulaşabilir. HIV vücuda girdikten 3 ay sonra ‘ELISA’ testi ile saptanır. İnsana bulaşan HIV virüsü bazen hiç hastalık yapmayabilir. Ancak virüsü taşıyanlar başkalarına bulaştırabilir.


HIV’in neden olduğu hastalığa AIDS denmektedir. AIDS, tedavisi olmayan bir hastalıktır. Vücudun mikroplara karşı korunma sistemini bozarak bütün vücudu etkiler ve başka hastalıkların oluşmasına neden olur. HIV vücuda girdikten 5-10 yıl sonra ortaya çıkabilir. Hastalığın çıkma belirtileri arasında sürekli halsizlik, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, kilo kaybı, gece terlemeleri, cinsel organlarda uzun süreli yaralar ve tedavi ile geçmeyen mantarlar, zatürre sayılabilir. Vücudu güçlendiren tedavilerle hastanın yaşamı uzatılır.


HIV, virüsü taşıyan kişinin kullandığı klozet, bardak ya da çatıl, kaşık ile bulaşmaz. Virüs, tokalaşma, kucaklaşma, öpme ile bulaşmaz. Ancak ağzı ağıza öpüşmede kanamaya yol açacak sert öpüşmeler, ağızdaki yaralar, diş fırçalanması sırasında diş etlerinin kanamış olması bulaşmaya neden olabilir.


HIV virüsü sivrisinek ya da böcekler vasıtası ile insanlara bulaşamaz. HIV virüsü, tükürük, gözyaşı, ter aksırık, öksürük, idrar ve dışkıyla bulaşmaz.


Bulaşma yolları


En sık görülen bulaşma yolu, korunmasız cinsel ilişkilerdir.


Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunabilmek için,


Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunabilmek için, ne şekillerde bulaştıklarını ve güvenli cinselliğin ne olduğunu bilmek gerekir. Cinsel ilişki sırasında, erkeğin penisinin veya kadının salgısının (hazne sıvısının) diğer eşin ağzı, vaginası veya anüsüyle teması, bulaşmaya neden olabilir. Kucaklaşma, sarılıp yatma, öpüşme, masaj, elle okşama ve mastürbasyon güvenli yollardır. En güvenli yol vaginal (penis-hazne ilişkisi), anal (arkadan ilişki) ve oral (ağızla) cinsel ilişki sırasında kondom (prezervatif) kullanmaktır.


Penis vagina (hazne) ile temas ettiğinde, cinsel yolla bulaşan hastalıklar meniden vagina dokusuna veya vagina salgısından penisteki idrar deliğinin uç kısmına bulaşabilir. Vaginada veya peniste yara varsa, bulaşma kan ile vagina dokusuna veya penisteki idrar deliğinin uç kısmına olabilir.


Penisten akan sıvı veya meni ağızla temas ettiğinde, cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma ihtimali vardır. Ağızda kanama veya yara varsa, bulaşma ihtimali artar. Aynı şekilde ağız, vagina salgısı ile temas ettiğinde de bulaşma olabilir. Ayrıca ağzın, cinsel organlar ve anüs çevresindeki deri ile temasında parazitler bulaşabilir.


Anal (arkadan) cinsel ilişkide, cinsel yolla bulaşan hastalıklar meniden anüs dokusuna veya anüs dokusundaki kandan penisteki idrar deliğinin uç kısmına geçebilir.


Frengi, Hepatit B ve HIV için diğer bir bulaşma şekli , kan yoluyla bulaşmadır. Hasta kişiden kan nakli, hastayla aynı iğnenin veya aynı traş bıçağının kullanılması mikrobun bulaşmasına neden olur. İyi temizlenmemiş manikür-pedikür araçları, diş ve kadın doğum muayenesi araçları da bulaşmaya yol açar.


Korunma Yolları



  1. Cinsel ilişki sırasında cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmayı sağlayacak tek yöntem kondom (prezervatif) kullanmaktır. Sperm öldürücü krem, köpük ve fitillerin (spermisitler) de bazı mikroplara karşı KISMEN koruyuculuğu vardır. Ancak bu maddeler tek başına korunmayı sağlamaz. Eğer spermisitler ve kondom birlikte kullanılırsa korunma oranı artar.


Cinsel ilişkide bulunmamak da bir korunma yolu sayılır.



  1. Frengi, Hepatit B ve HIV için, kanla bulaşma yoluna dikkat edilmeli ve gerek kuaför ve berber salonlarındaki araç gerecin, gerekse eczane ve sağlık kuruluşlarındaki hizmet amaçlı araç gerecin temizliğinden emin olunmalıdır.

  2. Özellikle üreme organlarında meydana gelen yara, bere, sivilce ya da kaşıntıyla oluşan tahrişlerin hemen tedavi edilmesi, bulaşma tehlikesini azaltır.

  3. Korunma yollarından bir diğeri, aşağıdaki belirtileri tanımak ve kişide ya da eşinde görüldüğü taktirde, derhal bir sağlık kuruluşun başvurmaktır. CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIĞI OLANLARIN EŞLERİNİN DE MUTLAKA TEDAVİ EDİLMESİ GEREKİR.


Belirtiler :


Erkeklerde ;



  • Sık idrara çıkma ve idrarda yanma, ağrı

  • Penisten idrar sonrası veya sürekli akıntı

  • Penis yüzeyinde ağrılı ülserler ve kasıklarda elle hissedilen sertlikler


Kadınlarda ;



  • İdrara çıkmada ağrı ve yanma, sık idrara çıkma

  • Hazneden koyu renkli ve kötü kokulu akıntı


Her iki cinste ;



  • Cinsel birleş sırasında ya da cinsel organlarda sürekli ağrı

  • Sık ölü doğumlar

  • Üreme organlarında siğiller

  • Üreme organlarında uçuğa benzer döküntüler, şiddetli ağrı

  • Makat veya perine (bacakların arasında kalan ve üreme organlarını örten kas dokusu) bölgesinde apseler


Düzenli aralıklarla tekrarlanan kanser taramaları (kadınlarda pap smear testi), erken teşhis için önemlidir.


Yine çok bulaşıcı olan ve ölüme yol açan Hepatit-B virüsüne karşı aşılanma önemlidir. Her iki cinste de akıntılara dikkat etmek ve görüldüğünde hekime başvurmak gerekir. Erkekte ve kadında koyu renkli ve kokulu akıntılar cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtisidir. Beyaz ve kaşıntılı akıntılar ya da sırf kaşıntı, mantarların belirtisidir.


f) Cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşma tehlikesi, eş sayısında artışla birlikte artar. Paralı cinsel ilişkiye girenler, korunmak için daima kondom (prezervatif) kullanmalı ve bulaşmaya yol açacak davranışlardan kaçınmalıdır.


http://www.mutluinsan.com/cinselhastaliklar.html


Cinselliğe bir tehdit: “Frengi”


Cinsel ilişkinin kötü bir sonucudur frengi. Beyin ve kalpte bıraktığı önemli hasarlarla günümüzde hala öldürücü olabiliyor. Ancak erken teşhis ve tedavi edildiğinde soğukalgınlığından daha kolay iyileşme özelliğine de sahip.


Herpes, ilerleyen tıbbi imkanlara rağmen günümüzde hala ciddi bir zührevi hastalık olma özelliğini koruyor. Nedeni genellikle enfekte biriyle cinsel ilişkide bulunmak, ya da ceninin frengi virüsü taşıyan anneden hastalığı almasıdır. Üç evrede yayılan hastalık, ilk aşamadan başlayarak dış üreme organlarından dudaklara, el ve ayaklara kadar deri döküntüsü ve yaralara neden olur. Zührevi hastalıkların en yaygın türü olarak bilinen frengi hakkında, toplumumuz arasında hala yanlış bilgiler hakim.


Herpes bulaşıcıdır:


Doğru. Herpes bulaşıcıdır ve çoğunlukla cinsel ilişkiyle taşınır. Herpese neden olan mikrobun deriden geçmesi hastalığın bulaşması için yeterlidir. Bu nedenle frengiye yakalanmış bir kişinin başkalarıyla ilişkiye girmekten kaçınması gerekir. Herpes mikrobu taşıyan kişi, özellikle çocukları ve yaşlıları öpmekten kaçınmalıdır. Egzamalı çocuklar, herpes enfeksiyonuna yakalanma tehlikesi altındadırlar.


Frengi vücudun çeşitli bölgelerinde görülebilir:


Doğru, frengi çoğunlukla dudaklar ve genital organlarda görülmesine karşın, yanaklar, burun kenarları, göz çevresi, kasıklar gibi vücudun diğer yerlerinde de oluşabilir. Enfeksiyon ısrarlı bir biçimde hep aynı bölgede meydana gelir. Çocuklardaki enfeksiyonlarda damak iltihaplanmasına rastlanır. Damak kırmızı ve ağrılı bir hal alır, ağızın içi beyaz kabarcıklarla çevrelenir ve ateşli nöbetler kaçnılmaz olur.


Güneş frengi nöbetlerinin oluşmasına yardım eder:


Hayır. Güneşin frengi hastalığını tetikleyici bir rolü yoktur.


Frengi cinsel ilişkiyle geçer:


Doğru, frengi mikrobu, cinsel ilişkiye girilen kişide aktif halde bulunuyorsa bulaşır. İlk enfeksiyon, farkedilmeden geçse de, enfeksiyonlu bir eşle ilişkiden bir süre sonra belirtiler ortaya çıkabilir. Genital bölge ve kasıklarda rahatsızlıkla birlikte yorgunluk hissedilir. Cinsel ilişki sırasında erkeğin prezervatif kullanması koruyucu olması bakımından etkili bir yöntemdir.


Frengi genellikle adet sırasında ortaya çıkar:


Yanlış, adet döneminin hastalık ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir etkisi yoktur. Frengi mikrobu vücuda girdikten 3 hafta sonra, hastalığın ilk belirtileri kendisini göstermeye başlar.


Genital frengi ağrılı bir hastalık değildir: Hem doğru, hem yanlış


Frenginin ağrılı olup olmaması yaranın yerine bağlıdır. Eğer hastalıktan dolayı ortaya çıkan yaralar çok hassas bir bölgedeyse, çok ağrı olabilir. Cinsel bölgede çıkan yaralar, cinsel ilişkiyi günler boyu imkansız hale getirebilir.


Genital frengiyi cinsel ilişki kurmadan bulaştıramazsınız: Yanlış


Yüz bölgesindeki frengiyi genital organlarınıza bulaştırmanız oldukça zor olmasına rağmen, imkansız da değil. Özellikle oral seks yüz bölgesindeki frenginin cinsel organlara taşınmasına neden olur. Bu yüzden dudağınızdaki uçuğa dokunduktan sonra ellerinizi dikkatle yıkamalısınız.


Frenginin psikolojik nedenleri olabilir: Doğru


Virüs vücuda, enfeksiyonlu bir kişiyle temas sonucu girer. Fakat diğer faktörler de kişinin savunma sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara davetiye çıkartabilir. Bu yüzden stres, hayal kırıklığı ve yoğun üzüntüden mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalışmalısınız.


Yeni doğmuş bir bebek de frengiye yakalanabilir: Doğru


Eğer anne adayı frengiliyse, hastalık bebeğe bulaşabilir. Hamile kadınlarda belirtiler çok fazla dikkat çekici değildir. Annenin frengi virüsü taşıdığının saptanması halinde doktorlar, bebeğin, annenin genital organıyla temas riskini ortadan kaldırmak için sezaryenle doğumu tercih ederler.
Frengi oral ve anal seks yoluyla da bulaşır: Doğru


Frengi enfeksiyonu ağız yoluyla da genital organlara geçebilir. Özellikle de yüzünüzde uçuk varsa, oral seksten kaçınmalısınız. Ağzınızla eşinizin genital organına bu virüsü bulaştırıp, eşinizden bu virüsü tekrar kapmanız da mümkündür. Anal sekste de aynı şekilde anüs bölgesindeki yaradan hastalığı kapabilirsiniz.


“Tedavisi gripten daha kolay


Prof. Dr. Orhan Baransu:


İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Baransu frenginin tedavisi kolay, tedavi edilmediğinde ise öldürücü olabilen bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor:

“Frengi, seksin her türüyle bulaşır. Bulaşması da son derece kolaydır. Bütün cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklarda olduğu gibi frengiden korunmak için de riskli ilişkilerden kaçınmak gerekir. Tanımadığınız kimselerle kurduğunuz ilişkilerde mümkün olduğunca prezervatif kullanın. Bir kişinin frengi hastası olduğunu vücudundaki yaralardan anlayabilirsiniz. Frengi hastalarının özellikle cinsel organlarının civarında veya üzerinde yaralar vardır. Bu durumdaki kişilerle ilişki kurmaktan kaçının. Eğer yara içerdeyse doğal olarak göremezsiniz ve hastalık kolaylıkla bulaşır.

Bu durumda zaman geçirmeden tedavi olun. Frengi tedavi edildiğinde kolayca geçen, edilmediğinde ise beyinde ve kalpte ciddi hasarlar bırakabilen, öldürücü bir hastalıktır. Tedavisi ise gribin tedavisinden bile kolaydır. Tedavinin ne kadar erken yapılırsa iyileşme o kadar çabuk gerçekleşir. Tedavide uygulanan ilaçlar da WHO’nun frengi raporlarında (Dünya Sağlık Örgütü) ve Sağlık Bakanlığı’nın Frengi Tedavi Yönetmeliği’nde belirlenmiştir. Genelde penisilin grubu ilaçlar kullanılır ve uygun dozda seçilirse hastalık kısa sürede iyileşir.”


http://www.e-kolay.net/saglik/haber.asp?MainID=501&PID=535&HaberID=23155










Cinsel ilişki sırasında bazı hastalık etkenlerinin eşlerden birinden diğerine geçmesi mümkündür. Bunlar arasında belsoğukluğu, frengi, genital herpes (cinsel uçuk), klamidya, AIDS ve bazı hepatit (bulaşıcı sarılık) türleri gibi hastalıklar yer almaktadır. Her hastalıkta tedavi yöntemleri farklı olmakla beraber, korunmada ortak yol cinsel eş seçiminde titiz olmak ve cinsel birleşme sırasında kondom (prezervatif = kaput) kullanmak önemlidir.


Başlıca hastalıklar;


- Belsoğukluğu

- Klamidya

- Frengi

- Cinsel Uçuk

- Cinsel Siğiller

- Hepatit

- Aids


BEL SOĞUKLUĞU..


İdrar yolundan koyu, cerahatli bir akıntının gelmesi, idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma gibi şikayetlerle kendini gösteren belsoğukluğu erkeklerde, ilişkiden 2-14 gün kadar sonra kendini göstermeye başlar. Önce idrar yolunda sızlama ardından ağrılı idrar yapma gibi şikayetler ortaya çıkar. İlk olarak süt kıvamında olan akıntı giderek koyu cerahat görüntüsü alır.


Kadınlarda belirtilerin ortaya çıkması 1-3 hafta kadar zaman alabilir. İdrar şikayetleri olabileceği gibi vajinal akıntı ile de kendini gösterebilir.


Anal (makat yoluyla) ilişki ile bulaşması halinde anüs bölgesinde ve dışkılama sırasında rahatsızlık hissi duyulur.


Oral (ağız yoluyla) seks de bulaşma yolu olabilir. Böyle hallerde boğazda ve bademciklerde kızarma, iltihaplanma, yutkunurken ağrı gibi şikayetler görülebilir.


Mikrobun göze bulaşması halinde cerahatli konjonktivit (göz zarı iltihabı) görülebilir.


Neisseria gonorrhea adı verilen bir bakteri ile bulaşan belsoğukluğunun tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Hastanın ve hastalığın durumuna uygun olarak doktorun belirleyeceği antibiyotikleri yine doktorun belirleyeceği doz ve sürede kullanarak hastalıktan kurtulmak mümkün olabilmektedir. Tedavi geciktirildiği taktirde prostat ve eklemler gibi diğer organlarda kronik iltihaplar yaratabileceği için tedaviye mümkün olduğunca erken başlamak yararlıdır.


Sayfa Başı


KLAMİDYA


Klamidya bakterisi gerek kadında ve gerekse erkekte ürogenital sistem (idrar yolu ve üreme sistemi) iltihabına neden olabilir. Vajinal ya da anal ilişki ile bulaşabilir. Belirtiler belsoğukluğundakilere benzemekle birlikte daha hafiftir.


Mikroplu salgı bulaşmış ellerin gözlere sürülmesiyle hastalık gözlere de bulaşabilir. Hastalık mikrobu taşıyan annelerin vajinal salgılarının doğum sırasında bebeklerin gözlerine bulaşması, körlüğe kadar götürebilen ciddi iltihaplanmalara yol açar. Özellikle sosyo-ekonomik gelişmesini tamamlamamış ülkelerde en önemli körlük nedeni klamidya enfeksiyonlarıdır.


Hastalığın teşhisi için kadınlarda idrar yolu ya da vajinal akıntının tahlili erkeklerde ise idrar yolu akıntılarının ya da meninin tahlili gerekir.


Tedavi antibiyotiklerle yapılır, doktorların belirleyeceği cins ve dozdaki antibiyotiği eşlerin birlikte kullanmaları gerekmektedir.


Sayfa Başı


FRENGİ


Treponema Treponema pallidum adı adı verilen bir cins bakterinin neden olduğu bir hastalıktır. Bir zamanlar çok yaygın olan ve çok sayıda sakatlığa yol açan bir hastalıkken tüm dünyada sistemli olarak uygulanan tedavilerle sayısı önemli ölçüde azaltılmışken, son yıllarda yeniden artma eğilimine girmiştir. Hastalığın mikrobu ciltteki ya da mukozadaki (iç zarlar) çatlak ve sıyrıklardan vücuda girer. Ayrıca mikroplu kanın nakledilmesiyle ve hasta anneden gebelik sırasında bebeğe de bulaşabilir. Hastalık mikrobu alındıktan 10 ila 40 gün içinde, mikrobun giriş yerinde ağrısız yaralar görülür. Bu yarayla bağlantılı lenf düğümlerinde de büyüme görülür.


Bu yara bir süre sonra kendiliğinden kaybolur. Bu süre içinde hastalık ilerlemektedir. İlk belirtilerin görüldüğü birinci devrenin kaybolmasından 1 hafta ile 6 aylık bir zaman sonra, vücutta kırmızı lekeler halinde döküntü belirir. Bazen ağızda, boğazda, genital bölgede veya anüste yara belirir. Bu safhada grip veya benzeri hastalıklarda da görüldüğü gibi baş, vücut ağrısı ve kırgınlık belirtileri görülür. İkinci devre denilen bu dönem, hastalığın en bulaşıcı olduğu dönemdir. Gerek kan ve gerekse deri ve içzarlardaki yaralar çok miktarda mikrop taşırlar.


Birinci ve ikinci devrede hastalığın teşhisi kan tahlili yoluyla yapılabilir. Ayrıca yaralardaki sızıntının incelenmesiyle de hastalık etkeni olan mikrobu görmek mümkündür. Bu devrelerde hastalık öncelikle penisilin olmak üzere antibiyotiklerle tedavi edilir.


Tedavi edilmediği taktirde hastalık gizli bir döneme girer, ancak ilerlemesini de sürdürür. Bu gizli dönemde de bulaştırıcılık devam eder.


Uzunca bir süre sonra hastalık üçüncü devre ile ortaya çıkar. Bu dönemde enfeksiyon bütün vücudu sarmıştır. Aralarında kemiklerin, kalbin ve beynin de yer aldığı bütün organlar hastalıktan zarar görür. Hastalık kalıcı sakatlıklar bırakabildiği gibi tedavi edilmezse öldürücü de olabilmektedir.


SayfaBaşı <>


CİNSEL UÇUK


Cinsel uçuk ya da genital herpes adıyla adlandırılan bu hastalık herpes simplex virüsüne bağlı olarak gelişir. Mikrobun giriş yerinde önceleri kaşıntı, sonra yanma hissi, sonra ağrı ve ardından bu bölgede su toplamaları tarzında yaralar görülür. Daha sonra bu kısımlarda ülser görünümünde yaralar yer alır. Ülser oluştuktan sonra bu yaralar kabuk bağlar ve 3-4 gün sonra iyileşmeye başlar.


Bu sırada yaranın çıktığı yerle bağlantılı olan lenf düğümünde ağrılı büyüme görülür. Özellikle yara alanının geniş olduğu durumlarda grip gibi belirtiler görülebilir.


Hastalık vücut direncinin düştüğü anlarda ataklar yapar. Ataklar sırasında asiklovir içeren ilaçların kullanılması hastalığın iyileşmesini hızlandırır.


SayfaBaşı


CİNSEL SİĞİLLER


Vücudun diğer kısımlarında oluşan siğillere benzeyen bu siğiller cinsel organların çeşitli kısımlarında yer alır. Papilloma virüs adı verilen bir virüs nedeniyle ve cinsel ilişkiyle bulaşır. Tehlikeli olmamakla birlikte rahim ağzında oluştuğunda, kanser oluşumunu riskini arttırıcı etki gösterebilir.


Tedavisi bulunduğu yere göre farklılıklar gösterir. Bazen üzerine ilaç sürülmesi, bazen dokuların dondurulması bazen de lazer yardımıyla hasta dokuların çıkarılması şeklinde tedaviler uygulanmaktadır.


SayfaBaşı


HEPATİT


Bulaşıcı sarılık ya da infeksiyöz hepatit olarak da bilinen bu hastalıkta, hastalık etken olan virüs vücuda girdikten bir süre sonra karaciğerde iltihaplanmaya yol açar. Bu sırada yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, baş ve yaygın vücut ağrısı, bulantı, kusma gibi şikayetler görülür. Hastalık belirli bir aşamaya geldiğinde karaciğerin safra işleme yeteneği bozulduğu için, safra vücutta birikerek ciltte ve göz aklarında sararma görülebilir.


Hastalık bazen farkına varılamayacak kadar hafif belirtilerle seyredebilirken bazen ölüme neden olabilecek kadar tehlikeli boyuta ulaşabilir. Hastalık belirtilerinin kaybolması karaciğerin iyileştiği anlamına gelmez. Bu iyileşme süreci birkaç ay olabileceği gibi hastalığın hiç iyileşmeyip kronik bir hal alması hali de görülebilir. Kronik hepatitler ise siroza ya da karaciğer kanserine varan tablolara dönüşebilir.


İnfeksiyöz hepatitler, hastalığa yol açan virüsün cinsine bağlı olarak farklı türlerde kendini gösterebilir. Bu türler A, B, C, D, E gibi harflerle ayrılırlar.


Hepatitin sık görülen tiplerinden A, daha çok sindirim kanalından, mikroplu yiyecek ve içeceklerle bulaşırken, B ve C tipleri kan ve vücut salgıları yoluyla bulaşır. Bu nedenle B ve C tipi hepatitler cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında yer almaktadır.


SayfaBaşı


AIDS


Edinilmiş bağışıklık eksikliği sendromu kelimelerinin İngilizce karşılıklarının ilk harflerinden oluşturulmuş bir isimdir. HIV olarak adlandırılan virüslerle oluşan bir hastalık tablosudur. Virüsler insanda bağışıklığı sağlayan T hücrelerinin içine girerek onların ölümüne neden olur. Bağışıklık azaldığı için de fırsatçı başka infeksiyonların oluşması engellenemez.


Bu nedenlerle hastalarda yorgunluk, lenf düğümlerinde şişlik , uzun süren ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, deride leke şeklinde döküntüler, nefes darlığı, sürekli ishal, ağızda mantar hastalığı ve sıklıkla ortaya çıkan zatürre gibi fırsatçı infeksiyonlar gibi değişik belirtiler görülür.


Hastalık etkeni virüsler kan ve meni ve vajina salgısı gibi vücut sıvılarında bulunur. Kan veya kandan üretilmiş ürünlerin nakli ile bulaşabildiği gibi, virüs taşıyan salgıların deri ve iç zarlardaki çatlak sıyrık gibi kısımlara temasıyla bulaşabilir.


Hastalık etkeni virüs vücut dışında uzun süre yaşayamadığı için günlük yaşam içinde hastalık bulaşma riski bulunmamaktadır


Hastalığın tedavisinde sürekli olarak yeni ilaçlar geliştirilmekle birlikte beraber henüz kesin tedavi bulunamamıştır. Hastalıktan korunmada etkili aşı geliştirilme yolunda sürekli adımlar


atılmakta ve sonuçlanma aşamasına gelinmektedir.


Genel Bilgiler


CTBH (Cinsel Temasla Bulaşan Hastalıklar ), vücut sıvılarının ( semen , vajinal sıvı , kan … gibi ) alışverişi yoluyla bulaşan 50 ‘ den fazla hastalık ve sendromu niteleyen genel bir terimdir.


Birçok ülkede sanayileşme ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kentleşme durumu , göçmen işçiler , özellikle gelişmiş ülkelerde yaygınlaşan cinsel serbestlikle birlikte , korunma yöntemlerinin yeterince uygulanmaması sonucu tam korunmanın sağlanamaması ve nihayet etken mikroorganizmaların ilaçlara direnç kazanması cinsel temasla bulaşan infeksiyonların toplumda sık rastlanır hale gelmesini sağlamıştır . 20 . yüzyılın ikinci yarısında koruyucu hekimliğin etkinliği ile diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadelede başarılı adımlar atılmış olmasına rağmen , cinsel temasla bulaşan hastalıkların oranı gittikçe ürkütücü boyutlara ulaşmıştır .


Dünyada her yıl 350 milyon insan tedavi edilebilir nitelikteki CTBH ‘ lere yakalanmaktadır . Bu da her yıl için dünya hükümetlerine 17 milyar dolarlık zararı beraberinde getirmektedir .


Böyle bir hastalığın tedavi edilmemesinin getirdiği en büyük zarar ; bu hastalığı seksüel partnerinize bulaştırmaktır . Diğer zararları ise ;



  • Hastalık belirtilerinin rahatsız edici boyutlarda devam etmesi

  • Kansere zemin hazırlayıcı faktörlerin oluşumu

  • Üreme organlarının ciddi şekilde zarar görmesi

  • İnfertilite ( kısırlık )

  • Dış gebelik

  • Hamile taşıyıcı bayanın hastalığı bebeğine geçirmesi

  • Kalp ve beyin hastalıkları

  • Körlük


• ÖLÜM


Ne yazık ki bazı CTBH ‘ ler hiçbir belirti vermezler . Bu da demektir ki ; her birimiz bu hastalık etkenlerini vücudumuzda barındırıp bilmeden başkalarına bulaştırıyor olabiliriz . Bu yüzden dikkatli davranıp bu konudaki sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız .


Her yıl Amerika ‘ da aşağıda belirtilen hastalıklara şu sıklıklarda rastlanmaktadır :






















Klamidya infeksiyonları



Gonore



Genital Herpes



HPV



Hepatit B



AIDS



Sifiliz


4.000.0001.300.000200.000 – 500.000500.000 – 1.000.000275.000 – 300.00080.000135.000

Sifiliz , gonore , chlamydia gibi hastalıklar erken evrede saptandığında yoğun antibiyotik tedavisi ile başarıyla tedavi edilebilse de geri kalan çoğu CTBH ‘ nin % 100 tedavisi yoktur .


http://marina.fortunecity.com/titanic/434/gen.htm


Hastalık Etkenleri



























































































Burada verilen örnekler günümüzde en sık rastlanır hastalıklardan esinlenerek verilmiştir.



ETKENLER



HASTALIK / SENDROM


Treponema PallidumSifiliz
Neisseria GonorhoeaeÜretrit , epididimit , cervisit , farenjit , konjunktivit , endometrit , bartolinit …
Chlamydia TrachomatisÜretrit , epididimit , cervisit , farenjit , konjunktivit , endometrit , prostatit , salpenjit , trahom , otit , pnömoni , Reiter Sendromu …
Mycoplasma HominisSalpenjit , üretrit
Ureaplasma urealyticumüretrit , amniyokoryonit
Haemophilus DucreyiYumuşak şankr
CalymatobacteriumGranuloma Inguinale
Gardnerella VaginalisVajinit
Herpes SimplexGenital herpes , menenjit , Neonatal herpes , ensefalit …
HBVHepatit B
SitomegalovirüsKonjenital malformasyonlar ve infeksiyonlar
HPVKonjenital malformasyonlar ve Condylomata accuminata
MCV>Molluscum Contagiosum
HIVAIDS
Candida AlbicansVulvovajinit , balanit
Epidermophyton FloccosumTinea Cruris
Entamoeba HistolyticaEnterobiasis
Giardia LambliaGiardiasis
Phthirus PubisPubik bit
Sarcoptes Scabieiscabies

http://marina.fortunecity.com/titanic/434/neden.htm


HIV sağlıklı bir CD4 hücresini işgal ediyor



  • HIV de dahil olmak üzere virüsler, kendi kendilerini kopyalayamazlar, çoğalamazlar.

  • Varlığını sürdürmek için HIV virüsünün vücudunuzdaki sağlıklı bir hücreyi işgal etmesi gerekmektedir

  • HIV virüsü, CD4 hücrelerini işgal etmeye eğilimlidir. CD4 hücreleri vücudun bağışıklık sisteminin sizi hasta edebilecek mikrop ve virüslere karşı korumasına yardımcı olan özel hücrelerdir


http://www.saglikbilgisi.com/links/cgi-bin/jump.cgi?ID=111



Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarda Önlem Alma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder